Modern dünyada, Manas Destanı toplumun farklı alanlarıyla giderek daha alakalı hale geldi. Manas Destanı kurulduğu günden bu yana büyük ilgi uyandırmış ve çeşitli çalışma ve araştırmalara konu olmuştur. Bu makalede, Manas Destanı'in etkisini ve etkisinin yanı sıra farklı bağlamlardaki etkilerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Tarih boyunca Manas Destanı, hem bireysel hem de kolektif olarak insanların yaşamlarında temel bir rol oynamıştır. Kapsamlı bir analiz yoluyla, Manas Destanı'in en alakalı yönlerini ve gelecekteki olası gelişmelerini ele alan eksiksiz ve güncel bir vizyon sunmayı amaçlıyoruz.
Manas Destanı, Kırgızların millî destanıdır. Mani dinini yaşayan Karahitaylar ile Müslüman Karahanlılar arasındaki mücadelede Kırgızların durumunu ve Manas adlı kişinin başından geçenleri anlatan destandır.
Ünlü Türkolog Wilhelm Radloff (1837-1918), Manas Destanı'yla ilgili ilk derlemeyi, Kırgızistan'ın Tokmok kenti güneyindeki Sarı Bağış boyuna mensup bir Manasçıdan (destanı günümüze kadar nesilden nesile aktaragelen sözlü anlatıcılar) 1869'da yapmıştır. Halk arasında bu sözlü halk edebiyatı anlatıcılarına ırçı veya comokçu da denmiştir.[1]
Manas Destanı'na hâlâ eklemeler yapılmaktadır ve destanın 130'dan fazla değişik biçimi vardır. Prof. Dr. Gülzura Cumakunova Türkiye'de çalışan önemli bir Manas Destanı araştırmacısıdır.
Manas Han'ın babası Yakup Han'dır. Annesinin adı Çığrıcı'dır. Yakup Han ile Çığrıcı Hanım evlendikten on dört sene sonra Manas doğmuştur. Doğumu üzerine civardan gelen elçiler, onun bir kahraman olacağını hemen anlamışlardır. On yaşına gelince tam bir kahraman olur. Düşmanlarının üzerine saldırarak perişan eder. Atlarına at erişemez, zırhına ok işlemez. Yakup Han, oğlunun atılganlıklarını, kahramanlıklarını görünce, onu korumak, onunla arkadaşlık etmek üzere, Bakay adında bir kişiyi onun yanına koymuştur. Manas, Nogay boyundan gelmektedir. Kalmuk baskınlarına karşı Kırgız halkının birliğini, bütünlüğünü korur ve bir kahramanlık ve özgürlük sembolü haline gelir.
“ |
|
„ |