Günümüz dünyasında Koçaklama büyük ilgi gören ve alakalı bir konu haline geldi. Zaman içinde Koçaklama toplumun, kültürün, siyasetin ve ekonominin farklı yönlerini önemli ölçüde etkiledi. Koçaklama kurulduğu günden bu yana insanların günlük yaşamlarında temel bir rol oynamış ve çeşitli alanlarda tartışmalara, tartışmalara ve derin düşüncelere yol açmıştır. Bu makalede, Koçaklama'in etkisini ve önemini daha ayrıntılı olarak inceleyerek birçok yönünü ve günümüz dünyası üzerindeki etkisini inceleyeceğiz.
Koçaklama, konusu savaş, yiğitlik ve kahramanlık olan Türk halk edebiyatı şiirlerine verilen ad.
Koçaklama bir genel bir tür kavramından çok, yiğitlik ve meydan okuma içerikli şiirlere verilen addır. Yani koçaklama semaiye veya koşmaya özgü bir tür değildir, genel ve anlamsal bir kategoridir. Örneğin halk destanları da bir koçaklamadır. Kısacası koçaklamalar bir nevi epik kavramının halk şiirindeki yansımasıdır. Bunu TDK'nin tanımından da anlayabiliriz:
Genel olarak Türk edebiyatına baktığımız zaman, yiğitlik belirten söylemlerin azımsanamayacak düzeyde olduğunu görürüz. Battalname gibi Divan edebiyatı geleneğinden beslenen ürünler dahil, bugün dahi hamasi bir anlayışla yazılan birçok modern şiire rastlamak mümkündür. Türk halk edebiyatına baktığımız zaman ise karşımıza iki tür koçaklama anlayışı çıkar. Bunlardan ilki duygusal koçaklama, ikincisi ise coşkun koçaklamadır.
Duygusal koçaklama, olayın psikolojik bir analize tabii tutularak kahramanlık yönlerinin yanında trajik yönlerinin de ön plana çıkarıldığı koçaklama türüdür. Bu tür eserlerde coşkun bir yiğitlik teminin ardında duygu gizlidir. Birçok kahramanlık bildiren halk destanı bu ulamda incelenir. Kayıkçı Kul Mustafa'ya ait olan Genç Osman Destanı bu tür koçaklamaların güzel bir örneğidir. Eserde yalnızca hamasi duygular yoktur, Genç Osman'ın ölümünden sonraki asker ve padişah nazarında yaşanan üzüntü hali de tahlil edilmiştir. Duygusal koçaklamalar halk tarafından çok sevilen bir türü oluşturur, bunun için bu eserler genellikle halk hikâyesi oluşum sürecinin bir parçası haline gelir. Örneğin Genç Osman Destanı halk öyküsü oluşum süreci bakımından incelenen ilk eserlerden biridir.[2]
Coşkun koçaklama, en yaygın koçaklama türüdür. Bu tür koçaklamalarda ozanın korkusuz ve meydan okuyan bir söyleyişi vardır. Gerek savaş meydanındaki kahramanlıklar gerekse mevcut düzene karşı yapılan başkaldırı bu yolla ifade edilir. Otoriteler tarafından coşkun koçaklamaların en güzel örnekleri Köroğlu ve Dadaloğlu'ya ait koçaklamalar olarak kabul edilir.[3] Köroğlu'nun bir koçaklamasını örnek olarak incelersek,
görüldüğü gibi coşkun koçaklamalarda psikolojik bir sentezden çok bir meydan okuma ve korkusuz söylem üzerinde durulur.