Günümüz dünyasında Kazakistan'da 1932-1933 yıllarında yaşanan kıtlık giderek artan ilgi ve tartışma konusu haline geldi. Toplum ilerledikçe, Kazakistan'da 1932-1933 yıllarında yaşanan kıtlık etrafındaki farklı bakış açıları ve tartışmalar, onun önemi konusunda daha fazla farkındalık ve anlayışa yol açmıştır. Teknolojik ilerlemeler, kültürel değişiklikler veya bilimsel keşifler yoluyla Kazakistan'da 1932-1933 yıllarında yaşanan kıtlık, uzmanların ve kamuoyunun dikkatini çekti. Bu makalede, Kazakistan'da 1932-1933 yıllarında yaşanan kıtlık ile ilgili farklı yönleri ve bunun hayatımızın çeşitli yönlerini nasıl etkilediğini ve etkilemeye devam edeceğini inceleyeceğiz.
Kazak felaketi[1][2] olarak da bilinen 1930-1933 Kazak kıtlığı, Sovyet Kazakistan'da 1,3 milyonu[3] etnik Kazak olan 1,5 milyon insanın öldüğü bir kıtlıktı. Tüm Kazakların tahmini %38[4] ila 42'si[5] bu kıtlık sırasında öldü, bu oran 1930-1933 Sovyet kıtlığı tarafından öldürülen herhangi bir etnik grubun en yüksek yüzdesi. Diğer kaynaklar, 2 milyon ila 2.3 milyon kadarının öldüğünü belirtmektedir.[6]
Kazakistan'da 1932-1933 yıllarında yaşanan kıtlık | |
---|---|
' | |
![]() Kazakistan'da 1897–1970 arası yaşayan başlıca etnik gruplar. Kazak ve Ukraynalıların sayısı 1932-33 kıtlığı yüzünden azalmıştır | |
Ülke | Sovyetler Birliği |
Bölge | Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti |
Toplam ölü | 1,5 - 2,3 milyon arası |
Nedenler | Filipp Goloshchekin komutasındaki kolektivizasyon. Sovyet ve bazı Kazak çalışmaları kıtlığı Goloshchekin soykırımı olarak adlandırıyor. |
Demografik etki | Kazak nüfusunun 38 ila %42'si öldü |
Bu olay, Kazakistan'da Goloşçiyokin Katliamı (Kazakça: Голощекиндік геноцид) olarak da anılmaktadır.[7] Zira Filip Goloşçiyokin, o dönemlerde, Kazakistan'da yürütülmekte olan Sovyetleştirme işleminin sorumlusuydu.
Kazakistan'da 1919–1922 yıllarında yaşanan kıtlıktan 10-15 yıl sonra, Sovyetleştirme nedeniyle yaşanan bu ikinci felaket, Kazakistan'ın nüfusunun neredeyse yarıdan fazlasının yitirilmesi sonucunu doğurdu.[8]
Kıtlıklar yüzünden yitirilen canlar sebebiyle, Kazaklar kendi ülkelerinde azınlık durumuna geldiler. Kazaklar ancak 1990'larda yeniden en büyük etnik grup haline gelebildi. Kıtlıktan evvel Kazaklar toplam nüfusun %60'nı oluştururken, kıtlık sonrası bu oran %38'e gerilemişti.[7][9][10][11]