Bu makalede, Kayyım konusunu derinlemesine inceleyerek, günümüz toplumundaki anlamını, etkisini ve alaka düzeyini inceleyeceğiz. Kökeninden bugünkü gelişimine kadar, Kayyım'in günlük yaşamın farklı alanlarındaki önemini anlamamızı sağlayacak ayrıntılı bir analize kendimizi kaptıracağız. Farklı bakış açıları ve yaklaşımlar aracılığıyla, bunun etkilerini hem bireysel hem de toplu olarak ele alacağız ve çeşitli sektörlerdeki etkisini vurgulayacağız. Benzer şekilde, Kayyım'in mevcut bağlamda oynadığı rolü inceleyerek okuyucunun çağdaş dünyadaki önemini ve etkisini anlamasını sağlayacak kapsamlı bir vizyon sunacağız.
Kayyım[a] veya kayyum,[b] yasalarla belirlenen bazı durumlarda, başkasına ait bir işi görmek veya bir malı idare etmek için tayin edilen kimse.[2] Arapça kama (durmak) kökünden gelir ve kıyam (yerine geçmek, yürütmek) kelimesinden türemiştir.[4]
Kayyım olarak atanan kişi "kamu görevlisi" sayılır. Kayyım, genellikle ilgili yerleşim biriminin en yüksek mal memurudur. Bu nedenle genellikle illerde defterdar, ilçelerde ise mal müdürü kayyım görevlerini yürütür. Kayyımlık ile ilgili şikayet ve başvurular varsa kayyım müdürlüklerine, yoksa mal müdürlüklerine veya defterdarlıklara yapılır.[1]
İş veya mal sahibinin rızasına bakılmaksızın, yasalarda belirtilen durumlarda tayin edilen kayyımdır.[2]
Yasalarda belirtilen belirli suçları işlemekte olduğu konusunda kuvvetli şüphe bulunan şirketlere kovuşturma sürecinde kayyım atanabilir. Bu suçlar: göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, uyuşturucu ticareti, kalpazanlık, fuhuş yaptırma, kumar oynatma, zimmete mal ve para geçirme, kara para aklama, silahlı örgüt kurma, silah kaçakçılığı, casusluk, kaçakçılık ile kültür ve tabiat varlıklarına karşı işlenen bazı suçlardır.[3]
İlgili mahkemenin, iflasın ertelenmesi talebi üzerine kayyım atamasıdır. Kayyım; şirketin faaliyetlerinin sürdürülmesi, işlerinin devam ettirilmesi, şirket mal varlığının korunması, şirketin iyileştirilmesi konularında şirketin yönetimi ve gözetimini sağlar ve bu sayede şirketin ve hissedarların yanı sıra şirket alacaklılarının da menfaatlerini korur.[4]
Gaiplik (kayıplık), bir kimsenin sağ olup olmadığının bilinememesi veya yaşadığı yerin bulunamaması durumudur. Örneğin bir miras açıklandığına mirasçılardan biri bulunamıyorsa ve devletin menfaati söz konusuysa, mirasçının yerine kayyım atanabilir.[1]
Kendisinde ihtiyari hacir (kısıt) durumu bulunan reşit bir kimseye, kendi isteği üzerine atanan kayyımdır.[2] İhtiyari hacire örnek olarak engellilik, ihtiyarlık ya da tecrübesizlik verilebilir.