Bugün son yıllarda önemi giderek artan bir konu olan Karın zarı hakkında konuşmak istiyoruz. Karın zarı, kökeninden günümüz toplumu üzerindeki etkisine kadar günlük yaşamlarımız üzerindeki etkisini anlamaya çalışan çok sayıda çalışma ve araştırmanın konusu olmuştur. Karın zarı, en teknik yönlerinden duygusal sonuçlarına kadar hem uzmanların hem de hayranların ilgisini çeken bir konu. Bu makale boyunca, bu olguya ışık tutmak ve modern dünyamızdaki önemi ve alaka düzeyine dair kapsamlı bir bakış açısı sunmak amacıyla Karın zarı'in tarihinden bugünkü rolüne kadar farklı yönlerini inceleyeceğiz.
Karın zarı ya da peritoneum (ya da periton), abdomen ve pelvis boşluğu duvarlarının iç yüzünü ve bu boşlukta yer alan tüm organları saran veya örten zara verilen isimdir. İki kısımdan oluşur:[1]
Peritoneum, bağ dokusu aracılığı ile karın duvarının iç yüzüne ve organlara yapışır. Parietal periton, genellikle abdominal ve pelvik duvarlara zayıf tutunduğu ve kolayca ayrılabildiği halde, diyaframın iç yüzüne ve linea alba'nın arkasına daha sıkı tutunur. Visseral periton ise ise organa sıkıca yapışır ve kolaylıkla kaldırılamaz. Parietal periton ile abdomen ve pelvis boşlukları duvarları arasında kalan aralığa spatium extraperitoneale, bu aralıkta yer alan gevşek bağ dokusuna fascia extraperitonealis, yine burada yer alan organlara da organum extraperitoneale denir. Ekstraperitoneal aralığın, karın arka duvarı ile komşu olan bölümüne spatium retroperitoneale, pubis'in arkasında kalan bölümüne ise spatium retropubicum (Retzius aralığı) denilir.[1]
![]() | Anatomi ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |