Hamdi Ardalı

Bugün Hamdi Ardalı toplumda büyük ilgi gören ve tartışılan bir konudur. Teknolojinin ilerlemesi ve küreselleşmeyle birlikte Hamdi Ardalı her yaştan, cinsiyetten ve kültürden insanı etkileyen önemli bir konu haline geldi. Hamdi Ardalı, kökeninden mevcut sonuçlarına kadar farklı alan ve disiplinlerde analiz ve araştırmaya konu olmuş ve öneminin daha iyi anlaşılmasına ve farkındalığına yol açmıştır. Bu makalede, bugünkü etkisini ve modern dünyadaki önemini anlamak için Hamdi Ardalı'in farklı yönleri incelenecektir.

Hamdi Ardalı
İstanbul Emniyet Müdürü
Görevde kalış süresi 1988 - 1990
Önce gelen Ünal Erkan
Sonra gelen Mehmet Ağar
Diyarbakır Valisi
Görevde kalış süresi 1988
Önce gelen Hayri Kozakçıoğlu
Sonra gelen Cengiz Bulut

Hamdi Ardalı (3 Eylül 1928, İstanbul[1] - 30 Temmuz 2006, Kırklareli, Türkiye), Türk bürokrattır.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdür yardımcılığı, Diyarbakır ve Tunceli valiliği yapmıştır. Merkez Valisi olarak görev yaparken yaş haddinden 3 Eylül 1993 tarihinde emekli olmuştur. 1995 Türkiye genel seçimlerinde MHP'den Tekirdağ 1. sıra milletvekili adayı olmuştur. Evli ve 3 çocuk babasıdır.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Dönemi

İstanbul'da asayişin zayıf olduğu bir dönemde görev yaptı. Bu yıllarda şehirde mali, adli ve siyasi suçlarda patlama yaşandığı hissi hakimdi ve İstanbul güvensiz bir şehir olarak biliniyordu. Ardalı döneminde tartışma yaratan bazı güvenlik olayları şunlardır:

1988

  • Tuzla E-5 karayolunda durdurulan araçtakilere yönelik yargısız infaz iddiaları.[2]

1989

  • Hasan Kaşkavalcı adında dolandırıcı olduğu iddia edilen kişinin İstanbul Havaalanından bir polisin yardımı ile Londra'ya gitmesi. Bu olay sonucunda Ardalı tarafından soruşturma başlatılmıştır.[3]
  • 1 Mayıs gösterileri esnasında polisin hedef gözeterek ateş açması, bir kişinin başından vurularak ölmesi ve yaralananların olması.[4]

1990

  • Çetin Emeç'in 7 Mart'ta öldürülmesi.
  • Ardalı'nın yapılan bir operasyon sonrasında uluslararası bir uyuşturucu şebekesi yakaladık demesine rağmen gözaltına alınan 14 kişiden 13'ünün serbest kalması, tanık İbrahim Tatlıses'in 'atı alan Üsküdar'ı geçti' demesi ile operasyon üzerinde tartışmaların çıkması.[5]
  • Ardalı Hac Vazifesinde iken İstanbul Adliyesi'nin basılması.[6]
  • Yazar Turan Dursun'un 4 Eylül'de İstanbul'da öldürülmesi.
  • Siyasi Şubeden emekli İbrahim Çağlar'ın Dev-Sol tarafından öldürülmesi.[7]
  • Eski MİT Müsteşar yardımcısı Hiram Abas'ın 26 Eylül tarihinde öldürülmesi.

Dipnotlar

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2023. 
  2. ^ 'Polise Soruşturma', 11.10.1988, Milliyet, Sayfa 12, http://gazetearsivi.milliyet.com.tr 22 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Ali Fuat Duatepe, 'Kaşkavalcı olayında polis parmağı', 24.04.1989, Milliyet, Sayfa 8, http://gazetearsivi.milliyet.com.tr 22 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ 'Polise soruşturma' 03.05.1989, Milliyet, Sayfa 1, http://gazetearsivi.milliyet.com.tr 22 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ Kürşat Yılmaz ve Ali Fuat Duatepe, 'Polise 14 Soru', 14.04.1990, Milliyet, Sayfa 15, http://gazetearsivi.milliyet.com.tr 22 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ Ardalı: 'Hacca da giderim, ava da '09.07.1990, Milliyet, Sayfa 13, http://gazetearsivi.milliyet.com.tr 22 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ 'Siyasi Polis Vuruldu', 06.09.1990, Milliyet, Sayfa 1, http://gazetearsivi.milliyet.com.tr 22 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.