Girit Boğası

Günümüz dünyasında, Girit Boğası geniş bir yelpazedeki insanlar için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konudur. İster politik, ister sosyal, ister bilimsel, ister eğlence amaçlı olsun, Girit Boğası her yaştan ve her kesimden bireyin ilgisini çekmiştir. Zengin ve çeşitli bir geçmişe sahip olan Girit Boğası, bugün de tartışma ve tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bu makalede Girit Boğası'in farklı yönlerini, modern toplum üzerindeki etkisini ve geleceğe yönelik etkilerini inceleyeceğiz.

Girit Aslanı
Roma Dönemi'ne ait bir mozaikte Herakles'in Girit Boğası'nı yakalayışı
ÜlkeYunanistan
MÖ 450-440 yılına ait sikkede çıplak Herakles, Girit boğası ile betimleniyor.

Girit Boğası, Yunan mitolojisinde, yer alan mitolojik bir varlık.

Girit'te hüküm süren Minos'un eşi Pasifae'nin, Poseidon'un bir laneti sonucu aşık olduğu ve ondan Minotauros'a hamile kadlığı beyaz boğa olarak tasvir edilmiştir. Antik Yunan’ın en büyük kahramanı sayılan Herakles'in 12 işinden yedincisi, halka zarar veren Girit boğasını yakalamaktır.

Herakles'in yedinci görevi

Minotauros'un öyküsü

Miken Kralı Eurystheus, yedinci iş olarak Herakles’ten Girit’in başına bela olan azgın boğayı yakalayıp getirmesini istedi. Bu boğanın ilginç bir öyküsü vardı:[1] Zeus’un kendini bir boğaya dönüştürerek Fenike’den Girit’e kaçırdığı prenses Europa’nın Zeus’tan olma üç oğlundan biri olan Minos, adını verdiği Minos uygarlığının ekonomik ve askeri gücünü başta Atina olmak üzere Yunan anakarasındaki kent devletlerine kabul ettirmiştir. Başkent Knossos’ta hüküm süren Minos, tanrısal soyluluğu ve denizle yakınlığı nedeniyle deniz tanrısı Poseidon’un desteğini görmekteydi. Bu desteğin bir kanıtı olarak Poseidon’un armağanı olan beyaz bir boğayı ona kurban etmesi gerekirken güzelliğinden dolayı o boğayı alıkoymuş, onun yerine kendi sürüsünden bir boğayı kurban etmişti. Minos’un bu davranışını beğenmeyen Poseidon ceza olarak, Aphrodite’nin de yardımıyla Minos’un eşi Pasiphae’yi o beyaz boğaya âşık eder. Tanrısal güçlere direnemeyen Pasiphae saray mimarı Daidalos’un yaptığı, tahtadan, inek benzeri, üzeri inek postuyla kaplı bir düzeneğin içine girerek boğayla birlikte olur ve ondan hamile kalır. Doğan bebek, yarı insan yarı boğa bir yaratıktır. Adını Asterios koyarlar (Asterios, Zeus’la ilişkisinden sonra Europa’nın evlendiği, zamanın Girit kralının adıdır, tahtını Minos’a bırakmıştır).

Pasiphae bu yaratığı anne sevgisiyle emzirir, büyütür, ancak çocukluktan çıktığında Asterios’un giderek saldırganlaştığını gören Minos onu insanlardan uzak bir yere kapatmanın uygun olacağını düşünerek Daidalos’tan yardım ister. Daidalos kraliyet sarayının yakınında, içine girildi mi çıkılamayan Labyrinthos’u (Labirent) inşa eder. Labirent’e kapatılan Asterios’un adı unutulur; onun adı artık "Minos’un boğası" anlamına gelen Minotauros’tur. Herakles’in yedinci zorlu işinde yakalaması gereken Girit Boğası, Minotauros’un babası olan boğaydı.[1]

Girit boğası

Girit boğası, sürüldüğü kırsal alanda giderek azgınlaşmış, Ada’ya zarar vermeye başlamıştı. Herakles Girit’e vardığında kral Minos her türlü yardımı sundu ona. Fakat Herakles yardım aldığı gerekçesiyle bu görevin de geçersiz sayılacağından çekinerek boğayı tek başına yakalamak istiyordu. Epey uğraştırsa da sonunda boynuzlarından yere çalarak yakaladı boğayı, gemiye koyup Mikenai’ye getirdi.

Eurystheus boğayı Hera’ya kurban olarak sunmak istedi. Fakat Hera Herakles’in başarısı sonucunda gelen boğayı kabul etmek istemedi, başıboş bıraktı hayvanı. Boğa da giderek azgınlaştı ve dolaştığı yörelerde ürünlere zarar vererek insanlara rahatsızlık vermeyi sürdürdü. En son talan ettiği Marathon Ovası’nda Marathon Boğası sanını aldı. Sonunda Atinalı kahraman Theseus onu yakalayıp Athena’ya kurban olarak sundu.

Kaynakça

  1. ^ a b Graves, Robert (2011). The Greek Myths (İngilizce). Penguin Books, Limited. ISBN 978-0-241-95275-7.