Günümüz dünyasında Flatiron Binası büyük ilgi gören ve alakalı bir konu haline geldi. Etkisi, teknolojiden sağlığa, politika ve kültüre kadar çeşitli alanları kapsamaktadır. Flatiron Binası'in günümüz toplumunda büyük ilgi uyandırdığı, etkileri ve sonuçları etrafında tartışmalara ve düşüncelere yol açtığı açıktır. Bu makalede, Flatiron Binası'in yaşamın farklı alanlarındaki rolünü ve etkisini daha ayrıntılı olarak inceleyeceğiz, mevcut bağlamdaki alaka düzeyini ve geleceğe yönelik projeksiyonunu analiz edeceğiz.
![]() | |
![]() | |
Genel bilgiler | |
---|---|
Tür | İş Merkezi |
Konum | Manhattan, New York |
Koordinatlar | 40°44′28″K 73°59′23″B / 40.74111°K 73.98972°B |
Açılış | 1902 |
Yükseklik | |
En üst kat | 86.868 m. |
Teknik ayrıntılar | |
Kat sayısı | 22 |
Zemin alanı | 9.000 m² |
Tasarım ve inşaat | |
Mimar(lar) | Daniel Burnham Frederick Dinkelberg[1][2] |
Yüklenici | D.H. Burnham & Co. |
Flatiron Binası (İngilizce: Flatiron Building), Amerika Birleşik Devletleri'nde New York Manhattan'da yer almaktadır ve yapıldığı tarihte çığır açmış bir bina olarak kabul edilir. 1902 yılında tamamlanmasının ardından, 14'üncü sokağın kuzeyinde bulunan ve şehrin en yüksek yapılarından birisi oldu. Bina Broadway ile doğu 22 ve 23 ncü sokakların birleştiği alanda, üçgen bir yapıdır. Ütüye benzediği için, İngilizcede bu anlama gelen Flatiron olarak adlandırılmıştır.[3]
Binanın yapımının ardından 1966 yılında New York'un simgesi seçildi.[4] Bina 1979 yılında Ulusal Tarihi Yapılar Listesine eklendi,[5] 1989 yılında ise Ulusal Tarihi Öneme Sahip Eser ilan edildi.[6][7]
Binanın bulunduğu alan 1857 yılında Amos Eno tarafından 30.000 ABD Doları civarında bir bedelle satın alınmıştır. Eno ömrü boyunca burayı satın almak isteyenlere karşı direndi. Fakat 1899 yılında ölümünün ardından varlıkları tasfiye edildi ve pek çoğu satışa çıktı. Yapılan açık arttırmada Amos'un oğlu William Eno tarafından 690.000 ABD Doları karşılığında satın alındı. Bu olaydan üç hafta sonra William 801.000 ABD Doları karşılığında Mort Newhouse şirketinin sahibi Samuel Newhouse'a sattı. Samuel buraya on iki katlı perakende mağazaları ve dairelerin olduğu bir bina yapmak istemiş ve planlarını hazırlamıştır. Ancak iki yıl sonra şirket burayı Harry S. Black tarafından oluşturulan Fuller Company yatırım ortaklığına iki milyon dolardan biraz daha fazla para karşılığında sattı. Fuller şirketi genel yüklenici olarak gökdelen inşaatında uzmanlaşmıştı.[8]
Flatiron binası zamanında gerici bir stil olarak değerlendirilmekteydi. Binanın cephesine Gotik ve rönesans motiflerinin karışımı olan motifler yansımıştır.[9] Bu akım Woolworth binası ve ardından Flatiron binasının yapımı ile birlikte 19'uncu yüzyılın sonlarına kadar devam etmiştir. Bina geleneksel olmayan tasarımı sayesinde, düzensiz yerleşim yerine göre oldukça başarılı olarak değerlendirilmektedir. Binanın ön tarafı olan ve üçgen piramidin sokağa bakan kısmı yuvarlaklaştırılmıştı. Ayrıca binanın son katı olan yirmiikinci kat, yunan sütunu şeklinde üç bölümden oluşmaktadır.
Flatiron binası, yapım tarihinde çelik iskelet kullanılarak yapılan ilk binadır. Çelik o yıllarda köprü yapımında kullanılıyordu. Çeliğin bu binada kullanılmasındaki uzmanlık ise yerden itibaren tepeye doğru 25 derecelik bir açı ile daralmasıdır.[10]
Binanın yer aldığı aldığı bölge binanın kendi adıyla, Flatiron-fuller bölgesi olarak anılır.[11] Flatiron binası, bugün bölgeye gelen pek çok insan için turistik fotoğrafların çekildiği bir obje konumundadır. 2005 yılında yapılan restorasyon sonrasında binanın bir cephesinin 15 katı kaplayan bölümüne dikey reklam eklendi. Ancak bu durum binada reklam istemeyen New York City sakinlerinin protestolarına neden oldu.[12]