Bu yazımızda günümüz toplumunda büyük ilgi uyandıran bir konu olan Edip Rüştü Akyürek konusuna değineceğiz. Edip Rüştü Akyürek, bilimden popüler kültüre kadar birçok alanda kendine yer edinmiş ve etkisi son zamanlarda oldukça yaygınlaşmış bir kavramdır. Bu doğrultuda, Edip Rüştü Akyürek'in farklı yönlerini ve boyutlarını keşfederek günlük yaşam üzerindeki etkisini, akademik alanla ilgisini ve teknoloji ve eğlencedeki varlığını analiz edeceğiz. Multidisipliner bir yaklaşımla, Edip Rüştü Akyürek'e ışık tutmayı ve çağdaş toplumda çok sayıda birey ve grubun dikkatini çeken bu olguya kapsamlı bir bakış sunmayı amaçlıyoruz.
Edip Rüştü Akyürek | |
---|---|
Türkiye Büyük Millet Meclisi 12. Dönem Milletvekili | |
Görev süresi 25 Ekim 1961 - 10 Ekim 1965 | |
Seçim bölgesi | 1961 - Bursa |
Bursa Belediye Başkanı | |
Görev süresi 1942-1946 | |
Yerine geldiği | Sıddık Sami Arel |
Yerine gelen | Fahri Batıca |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | 1903 Sakız |
Ölüm | 23 Eylül 1974 |
Partisi | Cumhuriyet Halk Partisi |
Bitirdiği okul | İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi |
Edip Rüştü Akyürek (1903-1974), Bursa milletvekilliği ve belediye başkanlığı yapmış olan Türk siyasetçidir.
1903 yılında Sakız adasında doğan Edip Rüştü, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dişçilik Bölümünden mezun olarak diş hekimi olarak görev yapmaya başladı. Mesleğini hem Balyakara Aydın Maden Şirketinde, hem de serbest olarak icra etti.[1]
Akyürek, 3 Mayıs 1942 tarihinde Bursa Belediye Başkanlığına seçildi. Bu dönemde Bursa'da kültür ve sanat için yaptığı çalışmalar arasında Belediye Müzikevi ile Sanat Galerisi'ni açması, ayrıca Kültürpark için arazi kamulaştırması yer alır.[2] 1943 yılında belediyeye bağlı bir şehir tiyatrosu kurmak için Muhsin Ertuğrul'la yazıştı. Hatıratına göre Ertuğrul'un haftada üç kez Bursa'ya gelmesi için anlaşsalar da, belediye meclisi tiyatronun kuruluşuna izin vermedi.[3]
Belediye başkanlığı döneminde halk sağlığına ilişkin çalışmalar da yürüttü. 1943 yılında özellikle İstanbul'da baş gösteren tifüs salgını dolayısıyla, hastalığın bu dönem yüksek sayıda ziyaretçi alan Bursa'ya yayılmaması için müdahalelerde bulundu. Bu bağlamda İstanbul'dan gelen otobüslerin dezenfekte edilmesi, ateşli hastaların tespit edilerek mahallelerin karantinaya alınması gibi tedbirler yürürlüğe koyuldu.[4]