Bu yazımızda Denizaltı konusu geniş ve detaylı bir bakış açısıyla ele alınacaktır. Denizaltı'in mevcut toplum üzerindeki etkisinin yanı sıra çeşitli alanlardaki tarihsel önemi ve etkisi de analiz edilecektir. Ayrıca bu konuda dengeli ve eksiksiz bir görüş sunmak amacıyla farklı bakış açıları tartışılacak ve Denizaltı lehinde ve aleyhinde argümanlar sunulacaktır. Ayrıca, Denizaltı'in gelecekteki etkileri ve bunu etkili bir şekilde ele almak için olası stratejiler araştırılacaktır. Bu makale, okuyuculara Denizaltı hakkında derin ve zenginleştirici bir anlayış sunmayı, onların kendi fikirlerini oluşturmalarına ve bu konuyla ilgili bilinçli bir tartışmaya katılmalarına olanak sağlamayı amaçlamaktadır.
Denizaltı, su altında ve su yüzeyinde hareket edebilen bir deniz aracıdır. Deniz Kuvvetlerinde görev yapan diğer tüm gemiler gibi denizaltılar da ön ada sahiptir.
Tarih boyunca insanlar denizlerin altına dalmak, denizleri keşfetmek ve denizlerden faydalanmak istemiştir. Denizlerin altından giden gemilerin yani denizaltıların donanmalar için bir vurucu güç unsuru haline getirme fikrinin Büyük İskender ile başladığı rivayet edilir. Binlerce yıllık bu fikir ilk olarak 19. yüzyılda kullanılmaya başlanmış ardından 20. yüzyılda ise büyük gelişme katetmiştir. II. Dünya Savaşı'nın belirleyici unsurlarından birisi de yine denizaltılar olmuştur.
II. Dünya Savaşı'nın ardından ise güdümlü füze atabilen nükleer denizaltılar ortaya çıkmış ve böylece denizaltılar daha da etkin hale gelmiştir. Günümüzde geliştirdiği nükleer denizaltılar ile en çok öne çıkan ülkeler Rusya Federasyonu ve Amerika Birleşik Devletleri'dir.
Çanakkale Savaşı'nda 25 Nisan 1915 tarihinden itibaren Marmara'da en az bir denizaltı faaliyet halinde bulunmuştur.[1] Mayıs 1915 ortalarından itibaren ise deniz ikmal yolu, artan denizaltı faaliyetleri yüzünden bütünüyle kullanım dışı kalmış, ikmal ve takviye kara ulaşım hattına bağımlı olmuştur.[2]
Denizaltının dalışını oluşturan esaslardan biridir. Denizaltı hareketsiz (sabit) durumdayken; dizayna göre değişen, altı denize açık veya bir vana ile kapatılabilen dalma sarnıçlarına, tepesindeki vana açılıp içindeki hava kaçırılarak su alınması ve yüzme kuvvetinin azaltılması sağlanır. Ancak sarnıçların dolması ve botun bünyesini etkilemesi çok uzun bir aşamadır. Sadece aşağı-yukarı hareket vardır.
Denizaltının dalışını etkileyen bir diğer unsurdur; denizaltının baş-kıç ve sancak-iskele bordalarındaki kanat benzeri dümenlere ve denizaltının kendisine açı-meyil verdirilmek suretiyle, denizaltının ileri hareketiyle oluşan su akış etkilerinin kullanılması ile yapılan dalıştır. Denizaltı gemilerinde dalış ve su içindeki duruş açısını oluşturmak için kullanılan dümenlere; baştakilere "Baş ufki dümenler", kıçtakilere ise "Kıç ufki dümenler" denir.
Klasik (dizel) denizaltının itici gücü, 1890'larda geliştirilmiş Ward-Leonard sistemine dayanır. AC Motor-Jeneratör-DC Motor, bu sistemin orijinal halidir. Sistem, motor verimindeki en az kayıp üzerine kurulmuştur. Denizaltıda uygulanışı; Dizel-jeneratör-batarya-dc elektrik motoru şeklindedir. Denizaltılarda itici güç için dizel motorundan elde edilen elektrik enerjisi kullanılır. Elektrik enerjisi bataryalarda toplanır ve elektrik motorlarına iletilir. Su altında dizel motor çalışamayacağı için (dizel motorun çalışması için ihtiyaç duyulan hava yüzünden) elektrik motorları ile hareket sağlanır. Bataryalar tasarıma göre değişen çok sayıdaki pilden oluşur. Öyle ki bazı denizaltıların tonajının üçte birini bataryalar oluşturmaktadır.
Torpido; savaş gemileri ve denizaltılarında kullanılan dümeni ve pervanesi bulunan su altından veya üstünden suya atılan, dümenini ve pervanesini kullanarak hedefine ilerleyen, patlayıcı bir sualtı silahıdır.