Boyar madde'in makalesinde bu konunun tüm yönlerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Kökeninden zaman içindeki evrimine, toplum üzerindeki etkisine ve bugünkü önemine kadar. Alanındaki uzmanlardan farklı bakış açıları ve görüşlerin yanı sıra Boyar madde'in farklı alanlardaki önemini ve etkisini daha iyi anlamamıza yardımcı olacak ilgili verileri analiz edeceğiz. Bu makale, bilgiyi zenginleştirmek ve bu konuyla ilgili eleştirel düşünmeyi teşvik etmek amacıyla Boyar madde'in eksiksiz ve ayrıntılı bir görünümünü sağlamayı amaçlamaktadır.
Boyar madde, uygulandığı substrata kimyasal olarak bağlanan renkli bir maddedir. Bu özellik, boyar maddeleri, renklendirdikleri malzemeye kimyasal olarak bağlanmayan pigmentlerden ayırır. Boyar madde genellikle sulu çözelti çözelti içinde uygulanır ve boyanın lif üzerindeki sabitliğini artırmak için bir mordan gerektirebilir.[2]
Görünür ışığın sadece bazı dalga boylarını emdikleri için hem boyar maddeler ve hem de pigmentler renklidir. Boyar maddeler genellikle suda çözünürken pigmentler çözünmez. Bazı boyar maddeler, bir lake pigmenti üretmek için tuz ilavesiyle çözünmez hale getirilebilir.
Doğal boyaların çoğu bitki kaynaklarından elde edilir: kökler, üzümsü meyveler, ağaç kabuğu, yapraklar, odun, mantarlar ve likenler.[3] Çoğu boyar madde sentetiktir, yani petrokimyasallardan sentezle yapılır. Pigmentasyondan başka, organik boya lazerleri,[4] optik ortam (CD-R) ve kamera sensörleri (renk filtresi dizisi) gibi çeşitli uygulamalara sahiptirler.
Tekstil boyama Cilalı Taş Devrine kadar uzanmaktadır. Tarih boyunca, insanlar kumaşlarını yerel olarak bulunan yaygın malzemeleri kullanarak boyadılar. Sur moru ve kırmızı kırmız doğal dayanıksız boyar maddeler gibi parlak ve kalıcı renkler üreten nadir boya maddeleri, antik ve Orta Çağ dünyasında çok değerli lüks ürünlerdi. Çivit, indigo, safran ve kök boya gibi bitki bazlı boyar maddeler, Asya ve Avrupa ekonomilerinde önemli ticari ürünlerdi.