Bugün Ada devleşmesi hala toplumda güncel bir konudur. Bu konunun artan önemi nedeniyle, sonuçlarını ve sonuçlarını anlamak çok önemlidir. Bu yazıda Ada devleşmesi ile ilgili geçmişinden bugünkü etkisine kadar farklı yönleri inceleyeceğiz. Ayrıntılı analiz yoluyla, konu hakkında daha fazla anlayış ve tartışmayı teşvik etmek amacıyla Ada devleşmesi'in eksiksiz ve objektif bir görünümünü sağlamaya çalışıyoruz. Ada devleşmesi hakkındaki bilgi düzeyiniz ne olursa olsun, bu makalenin bilgilendirici olmasını ve bugün bu çok önemli konu hakkında daha fazla bilgi edinme konusunda ilginizi çekmesini umuyoruz.
Ada devleşmesi, adalarda izole olmuş türlerin boylarının anakarada bulunan benzerlerine nazaran önemli derecede artması olan biyolojik bir fenomen. Ada devleşmesi, anakarada yaşayan hayvanların adaları kolonize etmesi durumunda küçük cüsseli türlerin büyümesi ve büyük cüsseli türlerin de küçülmesi yönünde evrimleştiğini söyleyen Foster kuralının bir yönüdür. Adalara insanoğlunun ve onunla bağlantılı köpek, kedi, sıçan ve domuz gibi hayvanların gelmesiyle birlikte, adalara endemik dev türlerin soyu tükenmiştir.
Genellikle adalarda büyük etçil memelilere rastlanmaz. Bunun nedenleri yetersiz alan ve su üzerinden dağılmanın zorluklarıdır. Bu hayvanların yokluğunda, büyük yırtıcıların ekolojik nişi normalden büyük boyutlara erişen kuşlar ve sürüngenler tarafından doldurulabilir. Örneğin, Akdeniz'de Miyosen-Pliyosen Devirlerinde bulunan tarihöncesi Gargano Adası'nda, Karayiplerde bulunan Küba gibi adalarda ve Madagaskar ile Yeni Zelanda'da süper avcıların bazıları ya da tamamı kartallar, doğanlar ya da baykuşlar gibi kuşlardı ve bunların arasında kendi türlerinin bilinen en büyük örnekleri bulunmaktaydı. Ancak, kuşlar ve sürüngenler, daha ilerlemiş olan etçillerden daha az etkili avcılardır.
Dolayısıyla otçullar için avcılardan kaçma imkânı sağlayan küçük cüsseye adalarda yırtıcıların baskısı azaldığı için gerek kalmamış ve boyları büyüme yönünde gelişmiştir. Küçük otçullar, aynı zamanda büyük otçulların olmaması sayesinde rekâbet içine de girmemişlerdir.
Yani, ada devleşmesi, küçük cüsseli hayvanların üzerinden yırtıcılara av olma ve rekâbet sınırlamalarının kalkmasından ileri gelen evrimsel bir yönelimdir. Bu sınırlamalar hayvanlar üzerinde farklı şekillerde tezahür edebilir. Örneğin küçük cüsseli otçullar yırtıcılardan saklanarak kaçarken, büyük cüsseli otçullar da cüsselerini kullanarak yırtıcıları korkutabilirler. Bunun sonucunda tamamlayıcı fenomen olarak ada cüceleşmesi de bu tarz sınırlamaların ortadan kalkması sonucu büyük cüsseli otçullar için oluşmaktadır.[1] Buna karşın, yırtıcılar arasında görülen ada cüceleşmesinin nedeni de adalarda yeterli av olanaklarının olmamasıdır.[1] Ada cüceleşmesinin aksine, ada devleşmesine önemli omurgalı gruplarında ve omurgasızlarda rastlanır.
Ada devleşmesine maruz kalmanın başka bir yolu da anakara popülasyonunun büyük üyelerinin adaları kolonize etmede daha başarılı olmalarından gelen kurucu etkisidir.[2]
Ada devleşmesine maruz kalmış hayvanlara şöyle örnekler verilebilir:
Adalarda kemiricilerden çoğu devleşirken, etçiller, hortumlular ve çift toynaklılar cüceleşir.