Abdullah bin Vehb er-Râsibî

Günümüz dünyasında Abdullah bin Vehb er-Râsibî toplumun çeşitli alanlarında önem kazanan bir konudur. Kişisel, iş, sosyal veya politik alanda Abdullah bin Vehb er-Râsibî dünya çapında milyonlarca insanın dikkatini çekti. Etkisi tartışmalara, ihtilaflara ve etkileri ile sonuçlarının anlaşılmasına yönelik artan bir ilgiye yol açtı. Farklı perspektiflerden bakıldığında Abdullah bin Vehb er-Râsibî, yerleşik paradigmalara meydan okuyarak ve gelecek için yeni zorluklar ortaya çıkararak hayatımızı beklenmedik şekillerde etkilemeyi başardı. Bu makalede Abdullah bin Vehb er-Râsibî'in etkisini ve son yıllarda gerçekliğimizi nasıl dönüştürdüğünü tam olarak inceleyeceğiz.

Abdullah bin Vehb er-Râsibî (Arapçaعبد الله بن وهب الراسبي; ö. 17 Temmuz 658), Hâricîler'in liderlerinden biriydi.[1] İslam öğretilerini doğrudan Muhammed'in sahabelerinden öğrenmiş biriydi. Namazda o kadar sık secde ederdi ki alnında nasırlar oluştu, bu yüzden kendisine "nasırlı adam" anlamına gelen "dhu ʾl-thafināt" lakabı verildi.

Abdullah, Müslümanların İran'ı fethi'nde Sa'd bin Ebû Vakkas'ın emrinde savaştı. İlk Fitne sırasında Halife Ali'nin yanında yer aldı ve 657'de Sıffin Muharebesi'nde Ali'nin yanında savaştı. Ali'nin İlk Fitne'yi sona erdirmek için hakem olma kararını kabul etmesine karşı çıktı ve kısa süre sonra Hâricîler olarak bilinen muhaliflere katılarak Irak'taki Harura'ya gitti. Daha sonra muhalifler Kufe'ye yerleştiler ve Abdullah bin Vehb'i lider olarak seçtiler.[2][3] Hâricîler, 17 Temmuz 658'de Nehrevan Muharebesi'nda bozguna uğratıldılar ve Abdullah bu savaşta öldürüldü.[2]

Kaynakça

Dipnot
  1. ^ Kenney (2006), s. 41
  2. ^ a b Gibb (1960), s. 54.
  3. ^ Kenney (2006), s. 41.
Genel