Bugünkü yazımızda Abdülbaki Gölpınarlı'in büyüleyici dünyasına dalacağız. Abdülbaki Gölpınarlı'in temel yönlerini ve yaşamlarımız üzerindeki etkisini öğreneceğiz. Günümüz toplumundaki tarihini, gelişimini ve alaka düzeyini keşfedeceğiz. Ek olarak, Abdülbaki Gölpınarlı ile ilgili farklı bakış açıları ve teorilerin yanı sıra gelecekteki olası sonuçları da öğreneceğiz. Kapsamlı bir analiz aracılığıyla Abdülbaki Gölpınarlı'i ve günümüz dünyasındaki önemini daha derinlemesine anlamaya çalışacağız. Abdülbaki Gölpınarlı hakkında bir keşif ve bilgi yolculuğuna çıkmaya hazır olun!
Abdülbaki Gölpınarlı | |
---|---|
![]() | |
Doğum | Mustafa İzzet Baki 12 Ocak 1900 İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 25 Ağustos 1982 (82 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Meslek |
|
Eğitim | İstanbul Erkek Muallim Mektebi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü |
Önemli eserler | Melamilik ve Melamiler (1931) |
Akrabalar | Ahmed Agâh Efendi (Babası) |
Abdülbaki Gölpınarlı (12 Ocak 1900, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu – 25 Ağustos 1982, İstanbul, Türkiye Cumhuriyeti), asıl adı Mustafa İzzet Baki olan edebiyat tarihçisi ve mütercimdir.
Abdulbaki Gölpınarlı'nın babası Azerbaycan-Gence'nin Gökçay bucağına bağlı Gülpınar köyünden[1] (şimdiki Şeki ilçesinin Göybulak köyü), annesi ise Çerkez (Adige) kökenli Vubh veya Ubıhlardandır. Gazeteci olan babası Ahmed Agâh Efendi, Mevlevi idi. Gelenbevi İdadisinin son sınıfındayken babasını kaybetti.[2] Tahsiline ara vererek çalışmaya başladı. İstanbul-Vezneciler'de kitapçılıkla uğraştı. Çorum'un Alaca ilçesindeki Menbâ-i İrfân İptidâî Mektebinde öğretmenlik ve idarecilik yaptı. 1922'de İstanbul'a döndü, sınavla son sınıfına girdiği İstanbul Erkek Muallim Mektebini, ardından da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü, Profesör Köprülüzade Mehmet Fuat Bey'in nezaretinde hazırladığı Melâmilik ve Melâmiler adlı mezuniyet tezi ile bitirdi (1930). Edebiyat öğretmeni olarak Konya, Kayseri, Balıkesir, Kastamonu liseleriyle İstanbul Haydarpaşa Lisesinde çalıştı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde Farsça okutmanlığı yaptı. Doktorasını verdikten sonra aynı fakültede metinler şerhi okuttu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde İslam-Türk tasavvuf tarihi ve edebiyatı dersleri verdi. 1945'te Türk Ceza Kanunu'nun 142. maddesine aykırı davrandığı iddiasıyla tutuklandı, 10 ay hapis yattıktan sonra beraat etti ve görevine döndü. 1949'da kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.[3]
Adını 1931'de yayımladığı Melamilik ve Melamiler adlı eseriyle duyuran Gölpınarlı; Türkiyat Mecmuası, Şarkiyat Mecmuası, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuasının yanı sıra çeşitli dergi ve gazetelerde çok sayıda bilimsel makale yayımladı. İslam Ansiklopedisi ile Türk Ansiklopedisi'nin çeşitli maddelerini yazdı. Divan edebiyatını eleştirel olmaktan ziyade ideolojik bir yaklaşımla değerlendirdiği ileri sürülen[kaynak belirtilmeli] Divan Edebiyatı Beyanındadır (1945) adlı kitabıyla büyük tartışmalara yol açtı.[4][5]