Bu yazıda İsrail'in büyüleyici dünyasını ve temsil ettiği her şeyi keşfetmeyi amaçlıyoruz. Bu konu, kökeninden günümüze kadar her yaştan ve meslekten insanın ilgisini çekmiştir. Önümüzdeki birkaç sayfada bunun özelliklerini, etkisini ve gelecekteki olası yansımalarını ayrıntılı olarak analiz edeceğiz. Hiç şüphesiz İsrail kimseyi kayıtsız bırakmayacak ve bütünüyle bilinmeyi hak eden bir konudur.
İsrail | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
İsrail'in Dünya üzerindeki konumu. İsrail'in işgali altındaki bölgeler açık yeşil ile gösterilmiştir. | |||||||||
1967 sınırları | |||||||||
Başkent | Kudüs (sınırlı tanıma)[fn 1] 31°47′K 35°13′D / 31.783°K 35.217°D | ||||||||
En büyük şehir | Tel Aviv (Doğu Kudüs sayılmazsa) 32°5′K 34°47′D / 32.083°K 34.783°D Kudüs (Doğu Kudüs sayılırsa) | ||||||||
Resmî dil(ler) | İbranice | ||||||||
Tanınan diller | Arapça[fn 2] | ||||||||
Etnik gruplar (2019) | |||||||||
Demonim | İsrailli | ||||||||
Hükûmet | Üniter parlamenter cumhuriyet | ||||||||
| |||||||||
Yasama organı | Knesset | ||||||||
Britanya İmparatorluğu'ndan bağımsızlık | |||||||||
| |||||||||
Yüzölçümü | |||||||||
• Toplam | 20.770 km2 (153.) | ||||||||
• Su (%) | 2,12 | ||||||||
Nüfus | |||||||||
• 2022 tahminî | 9.656.000[15] (99..) | ||||||||
• 2008 sayımı | 7.412.200[16][fn 3] | ||||||||
• Yoğunluk | 429/km2 (35.) | ||||||||
GSYİH (SAGP) | 2023 tahminî | ||||||||
• Toplam | $399,49 milyar[17][fn 3] (50..) | ||||||||
• Kişi başına | $42.570[17] (31..) | ||||||||
GSYİH (nominal) | 2023 tahminî | ||||||||
• Toplam | $446,71 milyar[17] (29..) | ||||||||
• Kişi başına | $47.602[17] (19..) | ||||||||
Gini (2018) | 34.8[fn 3][20] orta | ||||||||
İGE (2022) | 0.919[21] çok yüksek · 22. | ||||||||
Para birimi | Yeni İsrail şekeli (₪, ILS) | ||||||||
Zaman dilimi | UTC+02:00 (İSS) | ||||||||
• Yaz (YSU) | UTC+03:00 (İYS) | ||||||||
Trafik akışı | sağ | ||||||||
Telefon kodu | 972 | ||||||||
ISO 3166 kodu | IL | ||||||||
İnternet alan adı | .il | ||||||||
Resmî site gov.il | |||||||||
|
İsrail (İbranice: יִשְׂרָאֵל; Arapça: إِسْرَائِيل), resmî adıyla İsrail Devleti (İbranice: מְדִינַת יִשְׂרָאֵל,
İsrail toprakları, hominidlerin Afrika dışındaki ilk göç noktalarından biriydi.[31] Orta Tunç Çağı'ndan itibaren Kenan kabileleri bu bölgede yaşarken[32][33] Demir Çağı'nda İsrail Krallığı ve Yehuda Krallığı kuruldu.[34][35] MÖ 720 yıllarında Yeni Asur İmparatorluğu, İsrail Krallığı'nı yok etti.[36] Yehuda Krallığı ise sırasıyla Babil, Pers ve Helen imparatorlukları tarafından ele geçirildi ancak Yahudi özerk statüsüyle varlığını korudu.[37] Makkabi İsyanı sonucunda MÖ 110 yılından itibaren bağımsız bir Haşmonayim Krallığı kurulsa da krallık önce MÖ 63'te Roma Cumhuriyeti'nin vasal devleti hâline geldi, ardından MÖ 37'de bölgeye merkezden Hirodes Hanedanı yönetici olarak atandı ve MÖ 6'da Yahudiye adıyla bir Roma eyaleti şeklinde yeniden yapılandırıldı.[38][39] Yahudiye, başarısız Yahudi İsyanları'na kadar bir Roma ili olarak kaldı ancak isyanlar sonucunda Romalı yöneticiler şehri yakıp yıktı, Yahudi nüfusu şehirden sürdü ve bölgenin adını Suriye Filistini olarak değiştirdi.[38][40][41] Bunun ardından bölgedeki Yahudi varlığı yüzyıllar boyunca belirli bir ölçüde devam etti. MS 7. yüzyılda Levant, Araplar tarafından Bizans İmparatorluğu'ndan alındı ve 1099'da Birinci Haçlı Seferi'ne kadar bölgedeki Arap hakimiyeti sürdü. 1187'de Eyyubiler ile birlikte yeniden Müslümanlar bölgenin hakimi oldu, ardından 13. yüzyıldan itibaren Memlükler hakimiyet alanlarını Mısır'dan itibaren bu bölgeye kadar genişlettiler. 1517'de Osmanlı İmparatorluğu, Memlükleri yenerek bölgeyi ele geçirdi ve Osmanlı hakimiyeti imparatorluğun I. Dünya Savaşı'nda dağılışına dek devam etti. 19. yüzyılda Yahudi ulusal uyanışıyla birlikte diasporada Siyonist hareket ortaya çıktı, böylece Osmanlı Suriyesine ve sonrasında Birleşik Krallık'a bağlı Filistin Mandasına göç dalgaları başladı. İki dünya savaşı arasında Yahudiler bölgeden toprak satın alarak nüfus bölgesini genişletti. 1930'larda parayla alınan toprakların %25'e yakını Filistinlilerden, %50'den fazlası diğer toprak sahiplerinden, %25'e yakın diğer kısmı ise fellahlar ve hükûmetten satın alınmıştı.
1947'de Birleşmiş Milletler'in hazırladığı Filistin Paylaşım Planı ile bölgede bağımsız Arap ve Yahudi devletleri ile uluslararası Kudüs yönetiminin kurulması istendi. Kabul edilmesi durumunda 400.000 Arap sivili İsrail toprakları içerisinde bırakacak olan ve Filistin topraklarının yalnızca %7'sinin sahibi olmalarına rağmen Yahudilere bölgenin %56'sını veren planı Yahudi Ajansı kabul ederken Arap liderler reddetti.[42][43][44][45][46] Sonraki yıl Yahudi Ajansı, İsrail Devleti'nin bağımsızlığını ilan etti ve hemen peşinden başlayan 1948 Arap-İsrail Savaşı sonucunda İsrail eski Filistin Mandası topraklarının büyük çoğunluğunu elinde tutarken komşu Arap ülkeleri ise Batı Şeria ve Gazze'yi ele geçirdi.[47] Bu süreç sırasında, bir Yahudi devletinin varlığını sağlamak için; 700.000'den fazla Filistinli topraklarından kovuldu veya Deir Yasin Katliamı'ndan sonra oluşan korku ortamı nedeniyle kendileri kaçtı, 400 ila 600 Filistin köyü yok edildi ve geriye kalanların adları "İbraniceleştirildi", Filistinlilerin topraklarına geri dönme hakkına engel olundu, milyonlarca kalıcı Filistinli mülteci oluşturuldu ve "Filistin toplumu imha edildi".[48][49][50] Bu tarihten sonra İsrail ile Arap ülkeleri arasında birçok savaş çıktı; İsrail, 1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan itibaren Batı Şeria, Gazze Şeridi (2005'teki geri çekilmeye rağmen birçok hukukçu hâlâ işgal altında olduğunu kabul ediyor) ve Golan Tepelerini işgal etti.[51][52][53][fn 4] Kendi idaresini Doğu Kudüs ve Golan Tepeleri'ni içine alarak genişletse de bunu Batı Şeria'da gerçekleştiremedi.[54][55][56][57] İsrail'in Filistin topraklarını işgali, modern zamanların en uzun işgalidir.[fn 4][59] Bu işgal boyunca; İsrail kuvvetleri, işkence, yerinde infazlar ve diğer cinayetler, sivil katliamları, Filistinli sivillere yönelik zaman zaman bir soykırım olarak tanımlanan sistematik kötü davranışlar, bu eylemleri işleyenlerin cezasız bırakılması[60][61][62][63][64][65][66] ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının ihlal edilmesi[67][68][69][70] gibi çeşitli suçları işlenmekle suçlanmış ve bu suçların İsrail tarafından işlendiği Uluslararası Af Örgütü,[61] İnsan Hakları İzleme Örgütü,[71] Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi,[72][73] ve hatta B’Tselem[74] ile Breaking the Silence[75] gibi bazı İsrailli insan hakları örgütleri dahil, birçok büyük insan hakları örgütü tarafından belgelenmiş ve kınanmıştır. Filistin–İsrail çatışmasını bitirme çabaları hâlen daha nihai bir barış anlaşmasına yol açmamıştır ancak, İsrail ile Mısır ve Ürdün arasında barış anlaşmaları imzalanmıştır.
Uzun ve dar bir şekle sahip olan İsrail, 470 km uzunluğunda olup en geniş bölgesi yaklaşık 135 km'dir. Sınırları ve ateşkes hatları içerisinde kalan toplam yüzölçümü 27.817 km2'dir. İsrail, yaklaşık 10 milyonluk nüfusuyla, çeşitli din, kültür ve sosyal geleneklere sahip insanları bir araya getirmiştir. Para birimi Yeni İsrail şekelidir. Ayrıca 2023 yılı itibarıyla dünyadaki en büyük 29. ekonomiye sahiptir[17] ve aynı zamanda İnsani Gelişme Endeksi'nde Orta Doğu'da ilk sırada yer alır.[21] Asya'da ise beşinci sıradadır.[76] Basın Özgürlüğü Endeksi'nde İsrail 86. sıradadır.[77]
Yaratılış Kitabı'na göre Yehova, insan silüetinde Yakup'a görünür. "Yakup yalnız başına kaldı ve bir adam onunla güreşti. Yakub'un uyluk başı incindi, bırak gideyim, gün doğuyor, dedi. Güreşen tanrıydı ve dedi: Beni mübarek kılmadıkça seni bırakmam, çünkü sen Allah'ı yendin, artık sana Yakub değil İsrail denecek." Tanrıyla Güreşen anlamına gelen İsrail (יִשְׂרָאֵל, Yiśrāʾēl) adıyla kutsar.[78] Böylece Yehova tarafından Yakup'un adı artık 'İsrail' olur. Bu nedenle Yakup'un soyundan gelenlere İsrailoğulları denir. Bu olaydan sonra Yakup, Mısır'a göçtüğünde sülalesi İsrailliler olarak anılır. Günümüzde İsrail Devleti'nin adı ise bu olaydan gelir.
Avrupa'daki Yahudiler, 19. yüzyılın ikinci yarısında devlet kurma çalışmalarına başladılar. Arz-ı mev'ut (vaadedilmiş topraklar) üzerine devlet kurma çalışmaları ilk önce Büyük Britanya'da görülür. 1848'de Britanya hükûmeti bir genelgeyle Filistin'deki konsoloslarını Yahudilerin himayesine verdi. 1870'te Yahudi faaliyetlerinin merkezi Büyük Britanya'dan Rusya'ya geçti. Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin'de bir 'Yahudi devletinin' kurulması için birçok çalışmalarda bulundu. Herzl, Büyük Britanya gibi güçlü bir ülkeyi arkasına alarak, gayesine ulaşma çabasındaydı. Herzl bu kapsamda II. Abdülhamit ile iki kere görüştü ve bu görüşmeler sonucunda Filistin'de Siyonizm sonrası ilk Yahudi yerleşimleri kuruldu.[79] Siyonistler, devlet olabilmeleri için bir tarım sınıfına ihtiyaçları olduğunu fark ettiler, bununla birlikte Avrupa Yahudilerinin neredeyse tamamı ticaretle uğraşıyordu, Rusya'da ise tarımla uğraşan Yahudiler bulunuyordu. Bu dönemde Rusya'da, Yahudilere karşı -özellikle çiftçi Yahudilere- pogromlar olarak bilinen bir dizi katliam yapıldı. Katliamlara maruz çiftçi Yahudilere, Siyonistler tarafından ülkeyi terk edip Filistin’e yerleşmeleri teklifi yapıldı. 1870 yılından itibaren çiftçi Yahudiler Filistin toprakları üzerinde tarımsal yerleşme merkezleri kurmaya başladılar. Bununla birlikte, Rusya’yı terk eden Yahudilerin birçoğu ABD'ye göçtü. 1870-96 yılları arasında Eretz İsrail'de on yedi tarım kolonisi kuruldu.
I. Dünya Savaşı sırasında, NILI gibi Osmanlı İmparatorluğu ve Filistinlilere karşı İngilizlerle işbirliği yapan Siyonist oluşumların çabalarının sonucuyla, 2 Kasım 1917’de Büyük Britanya dışişleri bakanı Arthur Balfour'un girişimiyle başlayan Balfour Deklarasyonu süreci başladı. Milletler Cemiyeti 1920 yılında, Filistin üzerinde İngiliz mandasını tanıdı. Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı.
Bundan sonraki yıllarda Siyonistler dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış bulunan Yahudi topluluklarını -devlet kurabilmek için etkili bir nüfus oluşturmak gayesiyle- Filistin’e göçmeleri için ikna etme çabalarına girişti. Nazi Almanyası'nın 1930'lardan 1940'ların ortalarına kadar Yahudilere soykırım uygulamaya başlamasıyla Filistin’e büyük bir Yahudi göçü başladı. Filistin’deki Araplar bu göçe karşı koyduklarından İngiltere, Yahudi göçlerinin durdurulmasına karar verdi. Bunun üzerine Sion’a bağlı Askeri Yahudi Teşkilatı Hagana, Filistin’e göç konusunda İngiltere’nin aldığı bu kısıtlayıcı kararı protesto amacıyla silahlı terör eylemlerine girişti, King David Oteli bombalı saldırısı gibi çeşitli terör eylemlerinde yüzlerce sivili öldürdü ve Filistin'de Arap sivillere yönelik katliamlara girişti. Filistin yönetimi ise Nazi liderliği ile işbirliğine girişti. Bu amaçla Kudüs müftüsü Almanya’ya birçok ziyarette bulundu.
Filistin'e de gizli Yahudi göçleri düzenlenmeye başlandı. II. Dünya Savaşı'nın Müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin problemi son safhasına ulaştı. Britanya'dan daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin yardımını sağladıktan sonra, Filistin problemini Birleşmiş Milletler'e götürüp, problemin çözülmesini istedi. BM, Kasım 1947'de Filistin'in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Yahudiler bu kararı kabul etti; Araplar ise, 400.000 Arap sivili İsrail toprakları içerisinde bırakacak olması ve Filistin topraklarının yalnızca %7'sinin sahibi olmalarına rağmen Yahudilere bölgenin %56'sını vermesi nedeniyle planı reddetti. Kudüs şehrine ise BM denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı. Aynı sorunların devam etmesi nedeniyle bu çözüm de Arapları tatmin etmedi. Bu yüzden ilk İsrail-Arap savaşı olan İsrail-Filistin Savaşı başladı.
14 Mayıs 1948’de BM paylaşım planı uyarınca David Ben-Gurion tarafından İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edildi. Aynı gün, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girdiler. 1949 yılının ilk aylarında BM nezdinde İsrail ile onunla savaşan Arap ülkelerinin her biri (o dönemden beri İsrail’le müzakere masasına oturmayı reddeden Irak hariç) arasında doğrudan müzakereler düzenlendi ve bunların sonucunda bir ateşkes anlaşması imzalandı. Anlaşma uyarınca sahil şeridi, Celile ve tüm Necef İsrail’e, Yehuda ve Samiriye (Batı Şeria) Ürdün’e, Gazze Mısır yönetimine ve Kudüs’ün ise Eski Şehir'in de dâhil olduğu doğu kısmı Ürdün’e, batısı da İsrail’e bırakıldı.
Bu süreç sırasında, bir Yahudi devletinin varlığını sağlamak için; yeni kurulmuş olan IDF ve diğer Siyonist oluşumlar tarafından 700.000'den fazla Filistinli topraklarından kovuldu veya Deir Yasin Katliamı'ndan sonra oluşan korku ortamı nedeniyle kendileri kaçtı, 400 ila 600 Filistin köyü yok edildi ve geriye kalanların adları "İbraniceleştirildi", Filistinlilerin topraklarına geri dönme hakkına engel olundu, milyonlarca kalıcı Filistinli mülteci oluşturuldu ve "Filistin toplumu imha edildi".[48][49][50] Uluslararası Af Örgütü,[61] İnsan Hakları İzleme Örgütü,[71] Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi,[72][73] ve hatta B’Tselem[74] ile Breaking the Silence[75] gibi bazı İsrailli insan hakları örgütleri dahil, birçok büyük insan hakları örgütü tarafından rapor edildiğine göre; İsrail kuvvetleri Filistinlilere işkence, yerinde infazlar ve diğer cinayetler, sivil katliamları, Filistinli sivillere yönelik zaman zaman bir soykırım olarak tanımlanan sistematik kötü davranışlar, bu eylemleri işleyenlerin cezasız bırakılması[60][61][62][63][64][65][66] ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının ihlal edilmesi[67][68][69][70] gibi çeşitli suçları işleyerek Filistin halkına baskı uygulamaya devam etmektedir.
2020'de Kudüs'ün yeni başkent olarak ilan edilmesi yeni bir gerginlik yarattı ve çoğu ülke bunu tanımadı. Günümüzde Kudüs'ün başkent olmasını resmî olarak tanıyan BM üyesi devletler Avustralya (Batı Kudüs),[1] Rusya (Batı Kudüs),[80] Çekya (Batı Kudüs),[81] Honduras,[82] Guatemala,[83] Nauru,[84] ve Amerika Birleşik Devletleri'dir.[85]
İsrail, Orta Doğu’da Doğu Akdeniz kıyısındadır. Batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneybatısında Sina Yarımadası ve Gazze vardır. Ülkenin güney bölgesi, Necef Çölü'nden meydana gelir. Kuzeydoğu kesimi ise Şeria Hendeğine açılır. Güneydoğuda dik yükseltiler vardır. Lut Gölü bu bölgededir. Akdeniz kıyı bölgesinin kuzey bölümü Yafa’dan Karmel Dağına kadar uzanarak Şaron Ovası adını alır.
Kermil Dağı'nın doğusunda Kişon Irmağı vadisi boyunca uzanan Esdradelon Ovası yer alır. Ova, Taberiye Gölü'ne kadar uzanır. Şeria Nehri buradan geçerek deniz yüzeyinden 394 m aşağıdaki Lut Gölüne dökülür. Lut Gölü'nün yalnızca güneybatı sahili İsrail’indir. İsrail’in doğu bölgeleri dağlıktır. Buralar Şamiriye ve Yahudiye tepelerinden Necef Dağı'na kadar uzanır. İsrail’in en yüksek noktası 1208 m’lik Nyron Dağı, Taberiye Gölü'nün kuzeybatısındadır. Golan Tepeleri de kuzeydoğudadır. Şamiriye ve Yahudiye tepeleri üzerinde Kudüs’ün bulunduğu yaylanın bir kısmı yer alır.
İsrail’in en verimli ve değerli maden yatakları, Lut Gölü bölgesinde bulunan potasyum, sodyum, magnezyum ve tuz kaynaklarıdır. Bakır, kaya fosfatları, manganez, cam toprağı, kaolin, demir cevheri, petrol ve tabii gaz Necef’te bulunur.
İsrail'in kıyı kesimleri ve kuzeyi, Köppen iklim sınıflandırmasına göre Akdeniz ikliminin (Csa), güney kısımları çöl ikliminin (BWh ve BWc) etkisi altındadır, bu iki iklim arasında ise yarı kurak iklim (BSh) hakimdir. Yazları kurak ve sıcak geçer. Yağmur ancak aralık, ocak ve şubat aylarında yağar. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000 mm civarındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması yazın 24-32 °C arasında, kışın ise 7 ile 16 °C arasındadır. Bu ortalama Necef Çölü'nde 38 °C’yi aşar. Golan Tepeleri'nde ise yağışlı karasal iklim (Dsb) hakimdir.[86]
Ülke topraklarının yarıdan fazlasını meydana getiren Necef Çölü, çorak volkanik engebelerle sınırlanmış, geniş bir bozkır ovasıdır. Batı kesiminde kuru yaylalar bulunur. Galilea ve Carmel’in yüksek tepeleri Halep çamları ve meşe ağaçları ile kaplıdır. En tipik bitki örtüsü Akdeniz makileridir. Akdeniz kıyı bölgesi verimli ve yeşilliktir. İsrail’de hızlı bir ağaçlandırma çalışmaları yapılmaktadır. Yabani hayvanlarının soyu gittikçe azalmıştır. Çok çeşitli kuş türleri vardır.
İsrail, genel oy hakkının bulunduğu parlamenter bir demokrasidir. Devlet Başkanı -(İbranice: Nasi) yedi yılda bir Knesset (Meclis)'in çoğunluğunun oyu ile seçilir. Devlet Başkanı genellikle törensel ve resmî görevleri yerine getirir ancak af yetkisi gibi yürütme yetkilerine de sahiptir. Başbakanlığa; Devlet Başkanı tarafından çoğunluğu kazanan partinin lideri seçilir. Hükûmete parlamento dışından bakan tayin edilebilmektedir. 120 üyesi olan meclisin seçim sistemi Nispi Temsildir ve en düşük oy verme yaşı 18, en uzun hükûmet dönemi ise 4 yıldır. Ayrıca ülkedeki seçim barajı oyların %3.25'i olup, İsrail yaklaşık olarak 32 yıldır koalisyon ile yönetilmektedir.[87]
19 Temmuz 2018'de,İsrail Parlamentosu, İsrail Devletini temelde "Yahudi Halkının Ulus Devleti" olarak nitelendiren ve İbraniceyi resmî dil ilan eden bir temel yasayı kabul etti. Yasa, Arapça 'ya "özel statü" veriyor. Aynı yasa yalnızca Yahudilere, kendi kaderini tayin hakkını verdi ve ayrıca ülkedeki Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesini ulusal çıkar olarak tanımlayarak, hükûmeti "bu çıkarı teşvik etmek, ilerletmek ve uygulamak için adımlar atma" yetkisi veriyor.[88][89][90]
İsrail, yalnızca Umman ve Suudi Arabistan'ın gerisinde olmak üzere GSYİH'sine oranla en yüksek savunma bütçesine sahip ülkedir.[91] İsrail Savunma Kuvvetleri, İsrail özel kuvvetlerinin tek askeri kanadıdır ve Genelkurmay Başkanı kabinenin alt-yönetimi ile "Ramatkai"nin başıdır. İSK, kara, hava ve deniz kuvvetlerinden oluşur. 1948 Arap-İsrail Savaşında ülkenin kurulmasından önce -Haganah önderliğinde- paramiliter grupların birleştirilmesi ile kuruldu.[92] İSK ayrıca Mossad ve Shabak ile çalışan Askeri Haberalma Yönetiminin (Aman) kaynaklarından yararlanır.[93] Kısa tarihinde, birçok büyük savaş ve sınır çatışmaları olan İsrail Savunma Kuvvetleri dünyanın en deneyimli ordularından biri olmuştur.[94][95]
Çoğu İsrailli orduya 18 yaşında katılır ve erkekler 3 yıl, kadınlar 2 ila 3 yıl hizmet eder.[96] Zorunlu hizmetten sonra, İsrail erkekleri yedek kuvvetlere katılır ve genellikle kırklı yaşlarına dek yılda birkaç hafta görev yaparlar. Çoğu kadın ise yedek görevden muaftır. İsrailin Arap vatandaşları (Dürziler dışında) ve tam zamanlı dini eğitim alanlar da askeri hizmetten muaftırlar; Yeshiva öğrencilerinin bu muafiyeti yıllarca tartışma konusu olmasına rağmen.[97][98] Çeşitli nedenlerle askeri hizmetten muaf olmak isteyenler için hastane, okul ve sosyal yardımlaşma hizmetlerini içeren Sherut Leumi veya ulusal servis bir alternatif oluşturur.[99] Zorunlu askerlik programının bir sonucu olarak, İSK yaklaşık 176.500 aktif asker ve ek olarak 445.00 yedek ile hizmet verir.[100]
Ulusal ordu, ağırlıklı olarak ülke içinde dizayn edilip üretildiği kadar ithal de edilen yüksek teknolojili silahlara dayanır. 1967'den beri özellikle Birleşik Devletler kayda değer miktarda askeri yardım yapmıştır; 2013-2018 yılları arasında yıllık 3,15 milyar Dolarlık yardım yapması beklenmektedir.[101][102] Arrow (Ok) füzeleri dünyanın az sayıdaki operasyonel anti-balistik füze sistemlerinden biridir.[103] İsrail'in Iron Dome (Demir Kubbe) anti-füze hava savunma sistemi, Gazze Şeridindeki Filistinli militerlerin ateşlediği binlerce Kassam, 122 mm Grad ve Fajr-5 ile ağır roket saldırıları karşısında dünya çapında takdir topladı.[104][105] Yom Kippur Savaşından itibaren İsrail, Casus uydu iletişim ağı geliştirdi.[106] Ofeq programının sonucunda İsrail bu tür uyduları yerleştirebilen dünyanın yedi ülkesinden biri oldu.[107] Kuruluşundan beri İsrail GSYİH'nin önemli miktarını savunmaya harcadı.[108] Örnek olarak 1984'te bu miktar GSYİH'nin %24'ydü. 2006'da ise %7,3'e düştü.[23]
İsrail'in geniş ölçüde kimyasal ve biyolojik kitle imha silahlarına sahip olduğuna inanıldığı gibi nükleer silahlara sahip olduğuna da inanılır.[109][110] İsrail, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'nı imzalamamıştır[111] ve nükleer silah kapasitesi hakkında kasıtlı belirsizlik politikasını uygulamaktadır.[112] İsrail Irak'ın Scud füzeleri ile saldırıya uğradığı 1991'deki Körfez savaşı sonrası, Merkhav Mugan olarak adlandırılan kimyasal ve biyolojik maddeleri geçirmeyen takviye güvenlik odalarını İsrail'deki tüm evler için zorunlu kılmıştır.[113]
İsrail sürekli olarak çok düşük puan aldığı Küresel Barış Endeksi sıralamasında, 2011 verilerine göre 153 ülke içinde 145. sıradadır.[114]
İsrail dünyanın en büyük silah ihracatçılarından biridir, 2007'de 4. en büyük silah ihracatçısı olmuştur.[115] İsrailin ihraç ettiği silahların büyük çoğunluğu güvenlik nedenleri ile rapor edilmez.[116]
İsrail Merkez, Hayfa, Kudüs, Kuzey, Güney ve Tel Aviv olmak üzere altı idari bölgeye (מחוזות, mehozot) ayrılmıştır. Bu bölgeler ise on beş alt bölgeye (נפות, nafot) ayrılmıştır.[117]
Bölge | Başkent | En büyük şehir | Nüfus[118] | |||
---|---|---|---|---|---|---|
Yahudi | Arap | Toplam | not | |||
Kudüs | Kudüs | % | 67% | 321,083,300 | a | |
Kuzey | Nof HaGalil | Nasıra | % | 43% | 541,401,300 | |
Hayfa | Hayfa | % | 68% | 26996,300 | ||
Merkez | Remle | Rişon LeTsiyon | % | 88% | 82,115,800 | |
Tel Aviv | Tel Aviv | % | 93% | 21,388,400 | ||
Güney | Beerşeba | Aşdod | % | 73% | 201,244,200 | |
Yahudiye ve Samarya Bölgesi | Ariel | Modi'in Illit | % | 98% | 0399,300 | b |
İsrail ekonomisi, yüksek teknolojik araç gereç üretimi, tarım, sanayi, elmas işlemeciliği ve turizme dayalıdır. Kibbutz adı verilen kommünal tarım çiftlikleri gıda üretiminin tamamına yakınını gerçekleştirerek ülkenin gıdada kendi kendine yetmesini sağlar. Teknoloji alanında İsrail ekonomisi dünyanın en hızlı gelişen ülkesidir. Intel, IBM, Motorola, Google gibi firmaların İsrail'de Ar-Ge merkezleri bulunur, bunun nedeni silikon üretimi için ülkenin elverişli olması ve en önemlisi kişi başına düşen bilgi teknolojilerinde çalışan sayısının çok yüksek olmasıdır. NASDAQ endeksinde İsrailli firmalar en çok işlem görenler sıralamasında ABD ve Kanada'dan sonra üçüncü sırada gelir. İsrail çeşitli güvenlik sorunlarına rağmen sürekli kaliteli insan gücü yetiştirmeye önem vererek ekonomisinin büyümesini sağlamıştır.
İsrail tarımının temel birimini kibbutzlar teşkil eder. Kibbutz, bir kolektif üretim teşkilatıdır. Necef Çölü uzun çalışmalardan sonra ekilebilir duruma getirilmiş ve tarımsal üretim artmıştır. Kibbutz, kolektif çiftlikleri biçiminde teşkilatlanmış olmasına rağmen kooperatif şeklinde birimler de vardır. Bu birimlere moşavim denir. Tarım bu teşkilatlar tarafından yapılır. İsrail toplam işgücünün %6,5'i tarım sektöründe çalışmaktadır. İsrail’de sulama şebekesi çok gelişmiştir. 400.000 hektardan büyük bir alan sulanabilmektedir. Ana tarım bölgesi Eşdraelon’dur. Sahil ovaları da vadiler kadar verimlidir. Yetiştirilen başlıca tarım ürünleri; tahıllar, turunçgiller, şekerpancarı, üzüm ve vişnedir.
Otlakların az olması sebebiyle hayvancılık gelişmemiştir. İsrail’de sığır ve koyun yetiştirilir. Son yıllara kadar yasak olan domuz besiciliği önemli boyutta değildir zira Yahudiler domuz yemezler. Bunun yanında kümes hayvanları çoktur. Hayvanlardan elde ettiği ürünler kendi ihtiyacını karşılar. Balıkçılık çok gelişmiş olup Hint ve Atlas Okyanusu'na çıkardığı gemilerle yapılan avcılık ile yılda 25.000 tondan fazla balık avlanır.
İsrail’de sanayi yükselen bir hızla gelişmektedir. İlk sanayi girişimi, 1958-65 yılları arasında gerçekleşmiştir. Bu dönemde ülke sanayisi %142 oranında artış göstermiştir. Potasyum ve bakır sanayisi bunların başlıcalarıdır. Toplam işgücünün %33,4’ü sanayi alanında çalışmaktadır. Sanayi bölgeleri Tel Aviv ve Hayfa’da toplanmıştır. Gelişen sanayi sektörlerinin başlıcaları; ilaç, optik, elektrik malzemesi, elmas işletmeciliği, silah sanayisidir.
Dış satımının üçte birinden fazlasını elmas sanayi sağlamaktadır. İhraç ettiği malların başında turunçgiller gelmektedir. Bunlar; portakal, muz, narenciye ve üzümdür. Bugün dışarıya uçak ve silah satmakta, fakat ticaret dengesi devamlı açık vermektedir. İthalat özellikle mamül eşya ve sanayide kullanılan hammaddeler üzerinde yoğunlaşmıştır. Ticaretinin büyük bir kısmını ABD, İngiltere ve Almanya ile yapar.
İsrail'de inanç turizmi yaygındır. Her yıl İsrail pek çok Müslümanlar, Hristiyanlar ve diasporadaki Yahudiler tarafından ziyaret edilir.[120] Ülkede Mescid-i Aksa, Ağlama Duvarı gibi dini yapıların bulunması inanç turizmini geliştirir. İsrail'de yalnızca inanç turizmi yoktur.[121] Ülkede arkeolojik yapıların korunması ve sergilenmesi turist sayısını artırır.[122] Ülkenin ılıman iklimi ve plajları turizm için elverişlidir.[123] 2017'de İsrail'i 3,6 milyon rekor sayıda turist ziyaret etti; 2016'dan bu yana yüzde 25'lik bir büyüme elde edildi ve İsrail ekonomisine 20 milyar NIS katkıda bulunuldu.[124]
İsrail'in yazılım, iletişim ve yaşam bilimlerindeki son teknolojileri geliştirmesi, Silikon Vadisi ile karşılaştırmalar yapılmasına neden oldu.[125][126] 2019 yılında Bloomberg Yenilik Endeksi'ne göre dünyada araştırma ve geliştirme harcama GSYİH'inin yüzdesi bakımından 5. sırada yer aldı. İsrail 10.000 çalışan başına 140 bilim insanı, teknisyen ve mühendisle övünmektedir; bu, dünyadaki en yüksek sayıdır (karşılaştırma yapıldığında, aynı rakam ABD için 85'tir).[127][128][129] Ayrıca 2004'ten beri Nobel Ödülü sahibi 6 bilim insanı yetiştiren[130] ve sıklıkla dünyada kişi başına düşen bilimsel makale oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri olan İsrail,[131] 2000'den beri kişi başına düşen kök hücre araştırma makalelerinde dünyaya liderlik ediyor. İsrail Üniversiteleri, bilgisayar bilimleri (Tel Aviv Teknoloji Enstitüsü) ve matematik alanlarında Dünya'nın en iyi 50 üniversitesi arasında yer alıyor (Kudüs İbrani Üniversitesi) (Weizmann Bilim Enstitüsü).[132]
2012 yılında İsrail, Futron'un Uzay Rekabet Edebilirlik Endeksi tarafından dünyada 9. sırada yer aldı.[133] İsrail Uzay Ajansı, bilimsel ve ticari hedeflerle tüm İsrail uzay araştırma programlarını koordine etti ve yerli olarak en az 13 ticari, araştırma ve casus uyduları tasarlayarak inşa etti. İsrail'in bazı uyduları Dünya'nın en gelişmiş uzay sistemleri arasında yer alıyor. Shavit Dünya yörüngesine bir uydu fırlatma görevi başlatmak için İsrail tarafından üretilmiştir. İlk olarak 1988'de piyasaya sürüldü ve İsrail'i bir uydu fırlatma yeteneğine sahip olan sekizinci devlet yaptı. 2003 yılında İlan Ramon, Columbia Uzay Mekiği'nin ölümlü görevi STS-107'nin yük uzmanı olarak görev yapan İsrail'in ilk astronotu oldu.[134]
Ülkede devam eden su sıkıntısı, su koruma tekniklerinde yeniliği teşvik etti ve İsrail'de önemli bir tarımsal modernizasyon olan damla sulama icat edildi. İsrail ayrıca tuzdan arındırma ve su geri dönüşümünde teknolojik olarak ön saflarda yer alır. Sorek Deniz Suyu Arıtma Tesisi (SWRO), dünyadaki en büyük tuzdan arındırma tesisidir. 2014 itibarıyla, İsrail'in tuzdan arındırma programları İsrail'in içme suyunun kabaca %35'ini sağladı ve 2050 yılına kadar da %70'ini sağlaması bekleniyor. 2015 itibarıyla, İsrail'deki evlerin, tarımın ve sanayinin kullandığı suyun yüzde 50'sinden fazlası yapay olarak üretildi. Ülke, dünyanın dört bir yanından binlerce insanı çeken yıllık Su Teknolojisi ve Çevre Kontrolü Sergisi ve Konferansı'na (WATEC) ev sahipliği yapıyor.[135] 2011 yılında İsrail'in su teknolojisi endüstrisi, on milyonlarca dolarlık yıllık ürün ve hizmet ihracatı ile yaklaşık 2 milyar dolar/yıl değerindeydi. Ters ozmoz teknolojisindeki yeniliklerin sonucu olarak, İsrail önümüzdeki yıllarda net su ihracatçısı olmaya hazırlanıyor.[136]
2022 itibarıyla, İsrail'in nüfusu tahmini olarak 9.459.260 idi ve bunların %74,2'si sivil hükûmet tarafından Yahudi olarak kaydedildi.[14] Araplar nüfusun %20,9'unu oluştururken, Arap olmayan Hristiyanlar ve nüfus kayıtlarında herhangi bir dini olmayanlar %4,8'ini oluşturuyor.[14] Son on yılda Romanya, Tayland, Çin ve Güney Amerika'dan gelen pek çok işçi İsrail'e yerleşmiştir ama bunların çoğunluğu yasa dışı ülke sınırlarında oldukları için göçmenlerin kesin nüfusu tam olarak bilinmemektedir.[137]
Kurulduğu 1948 yılından beri İsrail hep göç almıştır.[138] Alınan bu göçler genelde Dünya'nın başka yerlerinde yaşayan Yahudilerin ülkeye yerleşmesinden kaynaklanıyordu[139] fakat son 10 yılda ülkede iş imkanlarının artması ve Orta Doğu'da hızla gelişen bir ülke olması pek çok farklı ulustan insanın İsrail'e göç etmesine neden olmuştur.[140] Haziran 2012 itibarıyla 60.000 Afrikalı göçmen ülkeye girmiştir.[141] Göçmenlerin İsrail'e yasa dışı girmeleri hükûmet tarafından tehdit olarak algılandı ve bakanlar toplantısı yapıldı.[142] İsraillilerin %92'si kentsel alanlarda yaşamaktadır.[139] 2011 yılından itibaren Doğu Kudüs'te yaşayanların nüfusu 250.000 kişi olmuştur.[143] Golan Tepeleri'nde ise bu nüfus 20.000 kişidir.[144]
İsrail kendini Yahudi olarak nitelendiren tek devlettir.[145] Ülkede çıkarılan Dönüş Yasası sonucu İsrail vatandaşlığı ülkeye gelen tüm Yahudilere verilir. İsrail nüfusunun %4'ü Yahudi soyundan gelen fakat Yahudi olmayan insanlardan oluşur.[146] Dönüş Yasası böyle kişilere vatandaşlık vermeyi kabul etmiştir. Günümüzde İsrail'deki Yahudi nüfusunun %73'ü İsrail doğumludur.[147] Nüfusun %18,4'ü Avrupa ve Amerika'dan göç eden Yahudilerdir.[148] Geriye kalan %8,6'lık kısım Asya ve Orta Doğu coğrafyasındaki Yahudilerdir.[149]
İsrail'in dört büyük metropol alanı vardır: Guş Dan (Tel Aviv metropol alanı; nüfus 3.854.000), Kudüs metropol alanı (nüfus 1.253.900), Hayfa metropol alanı (nüfus 924.400) ve Beerşeba metropol alanı (nüfus 377.100).[150]
Nüfus ve alan bakımından İsrail'in en büyük belediyesi Kudüs sakinleriyle 125 kilometrekare (48 sq mi) olan Kudüs'tür. İsrail hükûmetinin Kudüs'e ilişkin istatistikleri, İsrail işgali altındaki Filistin toprakları'nın parçası olarak tanınan Doğu Kudüs'ün nüfusu ve alanını içerir.[151] Sırasıyla 460.613 ve 285.316 nüfuslu Tel Aviv ve Hayfa şehirleri, İsrail'in bir sonraki en kalabalık nüfusu olarak sıralanır.
İsrail'de nüfusu 100.000'in üzerinde olan 16 şehir vardır. Toplamda, İçişleri Bakanlığı tarafından "belediye" (veya "şehir") statüsü verilen 77 İsrail bölgesi vardır,[152] Dördü Batı Şeria'dadır.[153] İki şehir daha planlanmaktadır: Negev'de inşa edilmek için planlanan Kasif şehri ve aslında 2015'ten beri büyük bir şehir olarak inşa edilen küçük Harish kasabası.[154]
İsrail büyük şehir ve merkezleri "Regional Statistics". | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Sıra | Şehir ismi | İlçe | Nüfus | Sıra | Şehir ismi | İlçe | Nüfus | ||
Kudüs |
1 | Kudüs | Kudüs | 981.711a | 11 | Ramat Gan | Tel Aviv | 172.486 | Hayfa |
2 | Tel Aviv | Tel Aviv | 474.530 | 12 | Beyt Şemeş | Kudüs | 154.694 | ||
3 | Hayfa | Hayfa | 290.306 | 13 | Aşkelon | Güney | 153.138 | ||
4 | Rişon LeTsiyon | Merkez | 260.453 | 14 | Rehovot | Tel Aviv | 150.748 | ||
5 | Petah Tikva | Merkez | 255.387 | 15 | Bat Yam | Tel Aviv | 128.465 | ||
6 | Netanya | Merkez | 233.104 | 16 | Herzliya | Tel Aviv | 106.741 | ||
7 | Aşdod | Güney | 226.827 | 17 | Hadera | Hayfa | 103.041 | ||
8 | Bney Brak | Tel Aviv | 218.357 | 18 | Kfar Saba | Merkez | 101.556 | ||
9 | Beerşeba | Güney | 214.162 | 19 | Modi'in-Makkabim-Re'ut | Merkez | 99.171 | ||
10 | Holon | Tel Aviv | 197.957 | 20 | Lod | Merkez | 85.351 |
^a İsrail'in Doğu Kudüs'teki egemenliği uluslararası alanda tanınmamaktadır.
2018 Yılına kadar İsrail'de İbranice ve Arapça olmak üzere iki resmî dil vardı.[23] 19 Temmuz 2018'de İsrail Parlamentosunda yapılan oylamayla ile Arapça, İsrail'in resmî dilleri arasından çıkarılmış ve İbranice, İsrail'in tek resmî dili olmuştur.[155] İbranice, devlette en çok konuşulan ve kullanılan dildir.[24] Arapça ise İsrail'de yalnızca Arap azınlıklar tarafından kullanılır. İsrail'de İngilizce resmî dil değildir fakat tabelalarda İngilizce yer alır. Aynı zamanda okullarda İngilizce eğitimi verilir. Televizyonda İbranice yayın yapan kanallar sıklıkla olsa da İngilizce yayın yapan medya kuruluşları da vardır.[156] İsrail'de günlük hayatta göçmen nüfus nedeniyle pek çok farklı dil kullanılabilir. 1990 ve 1994 yılları arasında ana dili Rusça olan 1 milyondan fazla Yahudi, İsrail'e göç etti.[157] 2004 yılına kadar 700.000 Yahudi, Fransa'dan göç etti.[158] Yurt dışından göç eden Yahudiler, İbranice öğrense bile günlük hayatta ana dillerini kullanabilirler. Bu yüzden Rusça ve Fransızca, halk arasında sıklıkla kullanılan dillerdir.
İsrail devletinin resmî dini yoktur[159][160][161] ancak devletin tanımında "Yahudi veya demokrat" yer alır.[162] Bu durum Yahudilik inancı ile güçlü bir bağlantı oluşturur, aynı zamanda devlet hukuku ile dini hukuk arasında bir çatışma yaratır. Siyasi partiler, büyük ölçüde İngiliz Mandası döneminde var olduğu gibi din ve devlet arasındaki dengeyi korur.[163]
İsrail topraklarında Musevi inancı hakimdir. İsrail'de Yahudiler en büyük nüfusu oluştururlar. Yahudilerin kendi aralarında mezhepsel farklılıkları olabilir. Bazı İsrailliler dinlerine çok bağlıyken bazıları biraz daha modern olabiliyorlar.[164] İsrail'de yapılan bir sosyal ankette "İnancınızı nasıl tanımlarsınız?" sorusu yöneltilen Yahudilerin %55'i geleneksel, %20'si laik, %17'si Siyonist, %8'i Haredi Yahudisi olarak tanımlarken %5'i kendilerini Ortodoks-radikal Yahudi olarak tanımlar.[165]
Müslümanlar İsrail'in en büyük dini azınlığını oluşturmaktadır. Nüfusun %2'si ise Hristiyan'dır.[166] Bu Hristiyan nüfusun çoğunluğu yurt dışından gelen göçmenlerdir.[167] İsrail'de Budizm ve Hinduizm inancına mensup insanlar da vardır.[168] Fakat bu inanca mensup insanlar yasa dışı göçle ülkeye geldikleri için İsrail'deki Budist ve Hindu nüfus tam olarak bilinmemektedir.[169] Kudüs, Müslümanlar ve Hristiyanlar için büyük önem taşır. Ağlama Duvarı, Tapınak Dağı, Mescid-i Aksa Cami ve Kutsal Mezar Kilisesi İsrail'deki Müslüman ve Hristiyanlar için önemlidir.
İsrail'de öğrenim hayatı 15 yıldır.[170] Birleşmiş Milletlere göre halkın %97'si okuryazardır.[171] 1953'ten beri okullar devlet tarafından 5'e ayrılmıştır. Bunlar normal okullar, dinî okullar, Ortodoks okullar, kamu okulları ve Arap okullarıdır.[172] İsrail halkının büyük çoğunluğu normal okullarda öğrenim görmektedir.[173] İsrail'de yaşayan Araplar ise Arap okullarına giderler. Bundaki en büyük etken, İslam dini ve Arapça öğreniminin yalnızca Arap okullarında verilmesidir.
İsrail'de öğrenciler 3 yaşında okula başlar ve 18 yaşında öğrenim hayatını bitirir.[174] Üniversitelere ise sınavla girilir. Üniversiteye giren öğrenciler öğrenim hayatlarına devam ederler. Fakat İsrail'de ilköğretim, ortaöğretim ve lise zorunludur. Okullarda İngilizce eğitimi ilköğretimden itibaren verilir. İlköğretim 1. ve 6. sınıf, ortaöğretim 7. ve 11. sınıf, lise ise 12. ve 15. sınıftan oluşur.[175] Liseyi bitiren öğrenciler Bagrut adlı sınava girerler ve sınavdan aldıkları dereceye göre üniversiteye yerleşirler.[176] Sınavda en sık matematik, İbranice, genel kültür, felsefe ve tarih alanlarında soru sorulur.[174] Bu sınavlar mezun olunan okullara göre değişmez. Dinî okullardan mezun kişiler de Bagrut adlı sınavdan geçmek zorundadır ve Bagrut sınavında dinî sorular sorulmaz.[177] İsrail'de eğitim ücretsizdir. Ayrıca özel okullar yoktur ve tüm okullar devlete bağlıdır.[178] İsrail üniversiteleri, mezun olan öğrencilerine sağladıkları iş olanaklarıyla popülerdir.[179] Times, Higher Education Jerusalem ve Tel Aviv Üniversitesini Dünyanın En İyi 100 Üniversitesi listesine eklemiştir.[180][181]
İsrail'in farklı kültürü, nüfusunun çeşitliliğinden kaynaklanmaktadır: Dünyanın dört bir yanındaki diaspora topluluklarından Yahudiler, kültürel ve dini geleneklerini kendileriyle birlikte geri getirdiler.[182] İsrail, yaşamın İbrani takvimi etrafında döndüğü tek ülkedir . Tatiller Yahudi bayramlarına göre belirlenir . Resmi dinlenme günü Yahudi Şabatı olan Cumartesidir.[183]
İsrail mutfağı, hem yerel yemekler hem de dünyanın her yerinden İsrail'e gelen Yahudi göçmenlerin yemeklerinden oluşur. 14 Mayıs 1948'de İsrail devletin kuruluşundan ve özellikle 1970'lerin son yıllarından beri bir İsrail füzyon mutfak oluşmuştur.[184]
İsrail mutfağı, Mizrahi, Sefarad ve Aşkenaz mutfaklarının ağırlığını oluşturduğu Yahudi mutfağının pişirme tarzlarını benimsemiştir ancak Irak, Etiyopya, Hindistan, Fars ve Yemen Yahudi mutfaklarının etkileri de vardır.[184] Geleneksel olarak Arap,[185] Orta Doğu ile Akdeniz mutfaklarında tüketilen gıdaları da içeren İsrail mutfağı, felafel, humus, şakşuka, kuskus ile zatar gibi gıdaları içerir.[186]
İsrail Devleti'nin bayrağı Musevi dua şalı tallitin deseninden esinlenilmiştir ve rengi Davud'un Kalkanı'nın (Magen David) rengi olduğuna inanılan mavidir.
İsrail Devleti'nin resmî amblemi Yedi Kollu Şamdan'dır (Menora), bu şamdanın şeklini eski çağlardan beri var olduğu bilinen moriah adlı yedi dallı bitkiden aldığı söylenir. İki yanındaki zeytin dalları İsrail'in barış arayışlarını simgeler. Menora'nın kökeni ve anlamı ile ilgili birçok iddia ortaya atılmıştır.
The Czech Republic currently, before the peace between Israel and Palestine is signed, recognizes Jerusalem to be in fact the capital of Israel in the borders of the demarcation line from 1967." The Ministry also said that it would only consider relocating its embassy based on "results of negotiations.
The Arabic language has a special status in the state; Regulating the use of Arabic in state institutions or by them will be set in law.
<ref>
etiketi; Golden
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)<ref>
etiketi; Finkelstein
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)<ref>
etiketi; Pitcher
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)<ref>
etiketi; Broshi 2001 174
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)<ref>
etiketi; FOOTNOTEMorris200866
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)<ref>
etiketi; FOOTNOTEMorris200875
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)<ref>
etiketi; FOOTNOTEMorris2008396
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)East Jerusalem has been considered, by both the General Assembly and the Security Council, as part of the occupied Palestinian territory.
<ref>
etiketi; occ
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)The Israeli occupation of the West Bank and Gaza is the longest military occupation in modern times.
longest official military occupation of modern history—currently entering its thirty-fifth year
longest-lasting military occupation of the modern age
This is probably the longest occupation in modern international relations, and it holds a central place in all literature on the law of belligerent occupation since the early 1970s
Israel is the only modern state that has held territories under military occupation for over four decades
Although the basic philosophy behind the law of military occupation is that it is a temporary situation modem occupations have well demonstrated that rien ne dure comme le provisoire A significant number of post-1945 occupations have lasted more than two decades such as the occupations of Namibia by South Africa and of East Timor by Indonesia as well as the ongoing occupations of Northern Cyprus by Turkey and of Western Sahara by Morocco. The Israeli occupation of the Palestinian territories, Şablon:Underline has already entered its fifth decade.
The Czech Republic currently, before the peace between Israel and Palestine is signed, recognizes Jerusalem to be in fact the capital of Israel in the borders of the demarcation line from 1967." The Ministry also said that it would only consider relocating its embassy based on "results of negotiations.
The compromise, therefore, was to choose constructive ambiguity: as surprising as it may seem, there is no law that declares Judaism the official religion of Israel. However, there is no other law that declares Israel's neutrality toward all confessions. Judaism is not recognized as the official religion of the state, and even though the Jewish, Muslim and Christian clergy receive their salaries from the state, this fact does not make Israel a neutral state. This apparent pluralism cannot dissimulate the fact that Israel displays a clear and undoubtedly hierarchical pluralism in religious matters. ... It is important to note that from a multicultural point of view, this self-restrained secularism allows Muslim law to be practiced in Israel for personal matters of the Muslim community. As surprising as it seems, if not paradoxical for a state in war, Israel is the only Western democratic country in which Sharia enjoys such an official status.
It is true that Jewish Israelis, and secular Israelis in particular, conceive of religion as shaped by a state-sponsored religious establishment. There is no formal state religion in Israel, but the state gives its official recognition and financial support to particular religious communities, Jewish, Islamic and Christian, whose religious authorities and courts are empowered to deal with matters of personal status and family law, such as marriage, divorce, and alimony, that are binding on all members of the communities.
Although there is no official religion in Israel, there is also no clear separation between religion and state. In Israeli public life, tensions frequently arise among different streams of Judaism: Ultra-Orthodox, National-Religious, Mesorati (Conservative), Reconstructionist Progressive (Reform), and varying combinations of traditionalism and non-observance. Despite this variety in religious observances in society, Orthodox Judaism prevails institutionally over the other streams. This boundary is an historical consequence of the unique evolution of the relationship between Israel nationalism and state building. ... Since the founding period, in order to defuse religious tensions, the State of Israel has adopted what is known as the 'status quo,' an unwritten agreement stipulating that no further changes would be made in the status of religion, and that conflict between the observant and non-observant sectors would be handled circumstantially. The 'status quo' has since pertained to the legal status of both religious and secular Jews in Israel. This situation was designed to appease the religious sector, and has been upheld indefinitely through the disproportionate power of religious political parties in all subsequent coalition governments. ... On one hand, the Declaration of Independence adopted in 1948 explicitly guarantees freedom of religion. On the other, it simultaneously prevents the separation of religion and state in Israel.
The great political and ideological importance of religion in the state of Israel manifests itself in the manifold legal provisions concerned with religions phenomenon. ... It is not a system of separation between state and religion as practiced in the U.S.A and several other countries of the world. In Israel a number of religious bodies exercise official functions; the religious law is applied in limited areas