Sonraki yazımızda son yıllarda büyük ilgi ve tartışma yaratan bir konu olan Ünal Osmanağaoğlu konusunu derinlemesine inceleyeceğiz. Ünal Osmanağaoğlu ortaya çıkışından bu yana hem uzmanların hem de hayranların dikkatini çekerek çok çeşitli fikir ve teoriler üretti. Bu makale boyunca, günümüz toplumu üzerindeki etkisinden tarihsel bağlamdaki önemine kadar Ünal Osmanağaoğlu'in farklı yönlerini inceleyeceğiz. Ek olarak, Ünal Osmanağaoğlu'in gelecekteki etkilerini ve günlük hayatımızda oynayabileceği rolü inceleyeceğiz. Bu analiz, bu çok alakalı konuya ilişkin bilgi ve anlayışı zenginleştirmek amacıyla Ünal Osmanağaoğlu hakkında kapsamlı bir bakış açısı sunmayı amaçlamaktadır.
Ünal Osmanağaoğlu | |
---|---|
Doğum | 1956 Tutak, Ağrı, Türkiye |
Ölüm | 30 Haziran 2014 Çağlayan, Kağıthane, İstanbul, Türkiye |
Defin yeri | Eyüpsultan Mezarlığı, İstanbul |
Ünal Osmanağaoğlu (1956, Tutak, Ağrı[1] - 30 Haziran 2014, Çağlayan, Kağıthane, İstanbul[2]), Türk ülkücü.
Ünal Osmanağaoğlu, 1956 yılında Tutak, Ağrı'da dünyaya geldi. 9 Ekim 1978'de Bahçelievler, Ankara'da Türkiye İşçi Partisi üyesi yedi öğrencinin katledilmesi olayına karıştı.[3] Katliamın ardından firar eden Osmanağaoğlu'nun, 22 Temmuz 1980'de DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler'in silahlı saldırı sonucu öldürülmesi olayına karıştığı devlet tarafından bilinmekteydi.[3] Ayrıca Osmanağaoğlu, Türkler'in olaya tanık olan kızı Nilgün Türkler Soydan tarafından Türkler'in katili olarak teşhis edildi.[4] 1980'li yıllarda evlenip kardeşi Tamer Osmanağaoğlu'nun kimliğiyle Avustralya'ya yerleşti.[1] Burada 1989 yılında uyuşturucu kaçakçılığından hüküm giyip 3 yıl hapis yattıktan sonra sınır dışı edildi.[1] 19 yıldır firarda olmasına rağmen Güzelçamlı, Kuşadası'nda mülkiyeti devlete ait olan bir milli parkta işletmecilik yapan Osmanağaoğlu, 11 Nisan 1999'da yakalanıp tutuklandı ve 14 Nisan 1999'da cezaevine konuldu.[3]
Bahçelievler katliamından yargılanan Osmanağaoğlu, 1 Kasım 1999'da ağır ceza mahkemesi tarafından her bir cinayet için bir kez olmak üzere toplam yedi kez ölüm cezasına mahkûm edildi.[3] Bu karar, Osmanağaoğlu'nun "baş aktör sıfatı taşımadığı" gerekçesi ile 29 Haziran 2000'de Yargıtay tarafından bozuldu.[3] Ağır ceza mahkemesi, 15 Şubat 2001'de daha önceki kararında direndi ve dosya Yargıtay Genel Kuruluna gönderildi.[3] Yargıtay, 19 Haziran 2001'de Osmanağaoğlu'nun mahkûmiyetini onadı ve daha önce verilen ceza hükmü kesinleşmiş oldu.[3] 9 Ağustos 2002'de idam cezasının kaldırılmasıyla Osmanağaoğlu hakkında verilen ölüm cezası en az 25 yıl cezaevinde kalması şartıyla ömür boyu hapis cezasına çevrildi.[3] 10 Ekim 2007'de, verilen ceza aynı şartlar altında çekilmek üzere 40 yıl hapis olarak değiştirildi.[3] 3. Yargı Paketi olarak bilinen yasal düzenleme doğrultusunda 10 Temmuz 2012'de tahliye edildi.[5]
1996 yılında tekrar açılan Türkler davasında ağır ceza mahkemesi, 14 Nisan 2003'te Osmanağaoğlu'nun beraatini hükmetti.[6] Beraat kararı Yargıtay tarafından "eksik soruşturma" gerekçesi ile bozuldu.[6] Ağır ceza mahkemesi "yeterli ve kati delil bulunmadığı" gerekçesi ile tekrar beraatine karar verdi.[6] Yargıtay ise "suça asli ve maddi fail olarak katıldığına" hükmederek oy birliği ile bu kararı da bozdu.[6] Ağır ceza mahkemesinin 30 Temmuz 2009 tarihli kararı ile beraat hükmüne direnmesi sonrasında, 22 Haziran 2010'da Yargıtay Ceza Genel Kurulu hükmün bozulmasına karar verdi.[6] Yargılama süreci devam ederken dava 1 Aralık 2010'da zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldı.[7] 30 Haziran 2014 tarihinde geçirdiği bir kalp ameliyatı sonrasında hayatını kaybetmiştir.[8]