Bu yazımızda son yıllarda akademisyenlerin, profesyonellerin ve kamuoyunun dikkatini çeken bir kavram olan Çevresel izleme konusunu derinlemesine inceleyeceğiz. Kökeninden şu andaki önemine kadar, Çevresel izleme'in toplumun çeşitli alanlarını nasıl etkilediğini ve ilişki kurma, düşünme ve hareket etme şeklimizi nasıl etkilediğini analiz edeceğiz. Aynı şekilde, bu olguya ilişkin kapsamlı ve zenginleştirici bir vizyon sağlamak amacıyla Çevresel izleme etrafındaki farklı araştırmalara, görüşlere ve bakış açılarına değineceğiz. Çevresel izleme hakkında bir keşif ve düşünme yolculuğuna çıkmaya hazır olun!
Çevresel izleme, çevrenin kalitesini karakterize etmek ve izlemek için yapılması gereken süreçleri ve faaliyetleri tanımlar. Çevresel izleme, çevresel etki değerlendirmelerinin hazırlanmasında ve insan faaliyetlerinin doğal çevre üzerinde zararlı olma riski taşıdığı birçok durumda kullanılır. Tüm izleme stratejileri ve programlarının, genellikle bir ortamın mevcut durumunu belirlemek veya çevresel parametrelerde eğilimler oluşturmak için tasarlanan gerekçeleri vardır. Her durumda, izleme sonuçları gözden geçirilir, istatistiksel olarak analiz edilir ve yayınlanır. Bu nedenle, bir izleme programının tasarımı, izleme başlamadan önce verilerin nihai kullanımını dikkate almalıdır.
Çevresel izleme kapsamında hava, toprak ve su kalitesi izlenir.
Hava kirleticiler, çevre ve canlı sağlığı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilecek, hem doğal yollarla hem de insan eliyle oluşan atmosfer maddeleridir. Yeni kimyasalların ve endüstriyel süreçlerin gelişimiyle birlikte, atmosfere yeni kirleticiler salındığı gibi kirletici miktarı da arttı. Bu durum çevresel araştırma ve düzenlemeleri beraberinde getirdi ve hava kalitesinin izlenmesine olan talep arttı.[1]
Toprak izleme, kullanıma uygunluğunu belirlemek veya garanti etmek için toprak kalitesinin, toprak bileşenlerinin ve toprağın fiziksel durumunun toplanması ve/veya analizidir. Toprak, sıkışma, kirlilik, organik madde kaybı, biyoçeşitlilik kaybı, şev stabilitesi sorunları, erozyon, tuzlanma ve asitlenme gibi birçok tehditle karşı karşıyadır. Toprak izleme, bu tehditlerin beraberinde toprağa, çevredeki ortamlara, hayvan sağlığına ve insan sağlığına yönelik diğer potansiyel riskleri karakterize etmeye yardımcı olur.[2]